Yasalarımız hem işverenleri hem de çalışanları koruyan düzenlemeler içeriyor. İşçisine kötü niyetle yaklaşan ve davranan işverenler üç kat tazminat ödüyor. Çalışanlar ile işverenler arasında yasaların düzenlediği kurallarla birlikte bir iyi niyet de söz konusu olmalı.
İşçi işverene karşı görevlerini tam olarak yerine getirirken işverenin de çalışanının hakkını gözetmesi gerekiyor. Ancak bu ilişki sırasında kötü niyet ortaya çıkarsa yasalarımız bunun için de tazminat öngörüyor.
ÜÇ FARKLI TAZMİNAT VAR
Yasalarımıza çalışanın işten ayrıldıktan sonra mağdur olmaması için üç ayrı tazminat sistemi konulmuş durumda:
1-İhbar tazminatı,
2-Kıdem tazminatı,
3- Geri dönüş tazminatı (veya kötü niyet tazminatı).
Kıdem tazminatı kişinin çalıştığı yıl ile brüt maaşının çarpılması ile hesaplanıyor. İşten kendi istek ve kusuru dışında çıkartılan (Bazı istisnalar ile istifa halinde de ödeniyor) çalışana en az 1 yıllık kıdem olması şartıyla tazminat ödeniyor. Kıdem tazminatından sadece damga vergisi kesilebiliyor. İhbar tazminatı ise çalışılan yıla göre belirleniyor ve 2 haftadan 8 haftaya kadar çıkıyor. Çalışana işten çıkacağı önceden bildirilmez ise kıdemine göre bu para ödeniyor.
30 KİŞİDEN AZ İSE...
Çalışan da bildirimde bulunmadan ayrılırsa ihbar tazminatını işverene ödüyor.
Geri dönüş tazminatında ise 30 kişiden fazla işyerinde çalışanlar, 1 ay içinde arabulucuya gittiklerinde 8 brüt maaşa kadar tazminat alabiliyor. Bu tazminata arabulucu ya da mahkeme karar veriyor. 30 kişiden az personeli olan ve Türkiye'deki çoğunluk şirketlerin çalışanlarının ise farklı bir güvencesi bulunuyor. Bu çalışanlar işe geri dönüş davası açamıyorlar ancak 'kötü niyet tazminatı' ile alacakları parayı 3'e katlayabiliyorlar.
Ayrıca yeni kanun ile birlikte ihbar tazminatı ile kötü niyet tazminatı ayrı ayrı değerlendirildiğinden ikisini birden alma imkanı da doğmuş oldu.
HAKKINI KAÇIRIYOR
Kötü niyet tazminatı fesih hakkını kullanırken işverenin yaptığı hatalarla ortaya çıkıyor.
Birçok çalışan bundan habersiz olduğu için de bu tazminatı kaçırıyor.
Oysa dediğimiz gibi ihbar tazminatının üç katı ödeniyor ve ciddi bir tutar oluşturuyor. Burada çalışanın işten çıkartılırken haksızlığa uğraması söz konusu.
Örneğin bir işçi sadece evlendiği için ya da hamile kaldığı için işten atılmışsa devreye kötü niyet tazminatı giriyor. Ya da işçi hukuki haklarını aramışsa, örneğin ALO 170'e şikayette bulunmuşsa ve işten atılmışsa yine kötü niyet tazminatına hükmediliyor. Yine ırk, cinsiyet ayrımı, sendika üyeliği, hakkını arama gibi konularda da kötü niyet tazminatına hükmediliyor.
Ayrımcılık yapıldığında yine bu kez ayrımcılık tazminatı da devreye girebiliyor. Çünkü işverenin eşit davranma yükümlülüğü bulunuyor.
GERÇEK MAAŞ ŞİKAYETİ
Bir işveren işçinin gerçek maaşını bordroya yansıtmıyor ve prim, vergi kaçırıyorsa çalışan da bunu şikayet konusu yapmış ve bu sebeple çıkartılmışsa kötü niyet tazminatı yine devreye giriyor. Kötü niyet tazminatına yine arabulucu ya da mahkeme karar veriyor.
100 GÜN SAĞLIK HİZMETİ
Nisan ayı başında çalıştığım işyerinden ayrıldım ve yeni bir iş arayışım yok. Bu süreçte sağlık yardımlarından yararlanabilecek miyim?
Yusuf KARACA
Bir hizmet akdi ile çalışanları ifade eden 4a sigortalılarının sağlık sigortası yardımlarından yararlanma haklarını "sigortalılığın devamı süresince" ve "sigortalılığın sona ermesinden sonra" olmak üzere iki başlıkta ele almak gerekir.
Çalışanlar sigortalıklarının sona erdiği tarihten, yani işten ayrıldıkları tarihten itibaren 10 gün süreyle genel sağlık sigortasından yararlanabiliyor.
Ayrıca bu kişilerin sigortalılık niteliğini yitirdikleri tarihten geriye doğru bir yıl içinde 90 günlük primleri yatırılmışsa bu kez bir 90 gün daha sağlık yardımı ücretsiz veriliyor. Yani toplamda 100 gün sağlıktan yararlanma hakkınız bulunuyor.
Bu hak yalnızca kendileri için değil, bakmakla yükümlü olduğu eş ve çocukları ya da ana babaları için de geçerli oluyor. Eğer işten ayrıldıktan sonra şartları taşıyarak işsizlik maaşı da alabilirseniz bu kez maaş süresince sağlık primleriniz de ödeniyor ve sağlık hizmeti alabiliyorsunuz.
TEK TİP KIYAFET ZORUNLU MU?
Bir giyim mağazasında satış elemanı olarak çalışmaktayım. Mağazada tek tip elbise giymek zorunda bırakılıyoruz. İşverenin bu şekilde dayatma yapması doğru mudur? Giyeceğimiz kıyafetin ücretini de kendimiz ödemek zorunda mıyız? (İSMİ SAKLI)
İş Kanunu'na göre, işçinin işverenin emir ve talimatlarına uyma borcu bulunmaktadır.
Dolayısıyla çalışanlar kanunlara aykırı olmamak kaydıyla işverenin koyduğu kurallara uymakla yükümlüler. İşyerinin özelliğinden dolayı belli bir kıyafet giyme zorunluluğu kuralı varsa buna herkes uymak zorundadır.
Bu dayatma olarak kabul edilmez. ancak kıyafeti işveren verir, bunun ücretini ödemek zorunda değilsiniz.