Japonya denilince akla 'disiplin' ve 'saygı' geliyor ama bu yazıda daha çok isyan var. Hem de okul sistemine!
Efendim, Japonya'da çocukların bir bölümü okula gitmeyi reddediyor.
"Futoko" olarak adlandırılan bu akım, otoriteleri de sistemdeki hatanın nerede olduğunu bulmaya zorluyor.
Aslında sorun bu yönüyle de evrensel.
Çocuklar elbette eğitim almalı ama 'okula gitmek' her dilde biraz da 'sıkıntı' demek, ne yazık ki...
10 yaşındaki Yuta Ito'nun ailesine artık okula gitmek istemediğini söylemesi bir yıl öncesine dayanıyor.
Aylardır ilkokula büyük bir isteksizlikle devam eden ve çok devamsızlığı olan Yuta'nın iki temel sorunu:
1. Okulda zorbalığa maruz kalmak 2. Sınıf arkadaşları ile sık sık kavga etmek Bir yerlerden tanıdık geldi mi?
Devam edelim...
Ailenin üç seçeneği var:
- Yuta'yı rehber öğretmenden danışmanlık almaya ikna etmek,
- Evde öğrenime geçmesi için hazırlık yapmak,
- Serbest okula göndermek.
DAHA NE OLSUN!
Ailenin seçimi serbest okuldan yana oluyor. Yuta, burada günlerini istediği çalışmayı yaparak ve mutlu geçiriyor.
Serbest okulda üniforma gerekmiyor ve öğrencinin kendi okul içi çalışmalarını seçmesine izin veriliyor. Yeteneklerini ve ilgi alanlarını keşfetmeleri de teşvik ediliyor. (Daha ne olsun!) Bu okullara talep her geçen gün artıyor. Örneğin 1992'de 7 bin olan öğrenci sayısı, 2017'de 20 binin üzerine çıkmış.
Futoko; devamsızlık, ders asma, okul fobisi veya okul isteksizliği gibi farklı şekillerde tercüme ediliyor. Japonya'da 1990'lı yılların başında bu duruma bir çeşit zihinsel bozukluk olarak bakılırken, 90'lı yılların ikinci yarısından itibaren bu çocukları anlamaya ve çözüm üretmeye yönelik bir tutum geliştirilmiş.
Buna rağmen klasik okulu reddedip diğer seçeneklere yönelen ya da klasik okula isteksiz giden öğrenci sayısı da giderek artıyor. Örneğin 2018 yılında, 30 ya da daha fazla gün okula gitmeyen, ilkokul veya ortaokul çağındaki çocukların sayısı yaklaşık 20 bin artarak 164 bin 528 olmuş.
Peki bu çocuklar neden okula gitmek istemiyor?
Japon Eğitim Bakanlığı'nın araştırmalarına göre,
- Ailevi durumlar
- Okuldaki arkadaşlarla yaşanan sıkıntılar
- Akran zorbalığı en başta gelen sebepler.
12 yaşındaki Tomoe Morihashi için de durum farklı değil: "Çok kişi arasında rahat olamıyordum. Okul bana acı veriyordu." Evinin dışında konuşamadığını söyleyen 12 yaşındaki bir başka kız öğrenci katı okul kurallarını eleştiriyor:
"Renkli tayt ve renkli saç yasak. Saç tokasının rengi dahi önceden belli."
AH O KALABALIK...!
Nagoya Üniversitesi'nden Profesör Ryo Uchida'ya göre sınıfların kalabalıklığı da sorunlardan biri. Uchida, "İçinde 40 kişinin yer aldığı bir sınıfta çok şey olabilir" diyor ve ekliyor: Çocuklar kalabalıkta rahat değil. Olası bir problemde de, her yıl aynı sınıf arkadaşları ile devam etme zorunluluğu cabası. Profesör Uchida'ya göre, çocuk geçimsizlik yaşar ve diğerleri ile işbirliği geliştiremezse başarılı olma ihtimali de düşüyor.
Bu durum da bize hiç yabancı değil elbette. Düşünsenize, çocukların 18-20 kişilik sınıflarda eğitim aldığını...
Japonya, serbest okullarla okulu reddeden çocukları da eğitime dahil etmeyi başarmış. Bir yandan da mevcut sistemi sorgulamaya devam ediyor. Çünkü değişen çağda, değişen çocukların ihtiyaçları kesinlikle geçmişle aynı değil. Ve eğitimde ne kadar başarılı olacağımız, bu değişime ayak uydurma yeteneğimize bağlı. Umarım başarabiliriz...