• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Etiketleyen anne babalar büyük hata ediyorsunuz! FİLİZ İÇKE ÖNAL

Etiketleyen anne babalar büyük hata ediyorsunuz!

filizicke@hotmail.com Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 02 Ocak 2021, 19:37

"Sen zaten hep böylesin!", "Bir şeyi bozmadan duramazsın!", "Tembelsin!", "Yaramazsın!", "Sorumsuzsun!"....
Etiketlemek tam olarak böyle bir şey işte... Çocuk bir hatayı birden fazla yapmayagörsün; o sinirle hemen ağzımızdan çıkıyor bu ve benzeri yaralayıcı cümleler.
Ve sorunu daha da derinleştirmekten öteye hiçbir işe yaramıyor. Eskilerin "Bir şeyi kırk kere söylersen olur" dediği gibi, o istenmeyen özellik, çocuğa yapışıp kalıyor bir şekilde. Zaten neyle suçlanacağını biliyor artık bir kere.
Öfkeye karşı yeni bir öfke geliştiriyor.
"Madem öyle, evet ben buyum" diye isyan bayrağını çekiyor. Ya da daha kötüsü, kendini öyle sanıp siniyor.

GÖZLERİME BAK VE SUS!
Bizde de yaşandı benzer sahneler...
Evdeki şarj aletleri birer birer bozulmaya başlayınca, önce ne olduğunu anlamadık. Sonra durumun, tablet şarja takılı iken Deniz'in oyun oynamasından, bu sırada da şarj kablosunu sürekli hareket ettirmesinden kaynaklandığı ortaya çıktı. Azımsanmayacak bir maliyetle aletler yenilendi mecbur. Deniz'i de uyardık.
Bu arada babası, ne kadar karşı çıksam da "Sen zaten her şeyi bozuyorsun" demeden duramadı. (Evet. bugüne kadar birkaç şeyi bozmuş olabilir ama bu, her zaman her şeyi bozduğu anlamına gelmiyor!) Ben gözlerimi belertip 'bilmem kaçıncı kez' uyarana kadar, bu korkunç cümle 'bilmem kaçıncı kez' çıktı ağzından.
Aradan birkaç hafta geçmişti ki...
Dün akşam telefonumu şarja taktığımda yine aynı arızayı verince, Deniz önce telaşla bunun kendi suçu olmadığını anlatmaya çalıştı. Ben ne olduğunu anlamaya çalışırken, biraz da sesimi yükselterek susmasını istedim.
Uyarımızdan sonra son derece dikkatli davranmıştı ve gerçekten de arıza benim telefonumdan kaynaklanıyordu.
Yine de ağlamaya başladı.
Hem de ne ağlamak! İçini çeke çeke "Zaten her şeyi hep ben bozuyorum" diyerek... Gidip kumbarasından para getirdi. Israr kıyamet, bana o parayı vermeye çalıştı. Kendisinin olmayan bir hatayı kendince telafi etmek istedi.
Zor sakinleştirdim. Bunun asla onun suçu olmadığını anlattım uzun uzun...

AZICIK SEVGİ VE TAKDİR İÇİN
Bir anlık öfke ile ağzımızdan öylesine çıkan bu etiketleyici cümlelerin, bir çocuğun kalbinde açtığı yarayı ne, nasıl telafi eder ki? Ya ilerideki hayatı?
Belki de en kötüsü, en az o bir anlık öfke kadar acımasız olacak kendine.
Özsevgi, özşefkat, özgüven önemli.
Bunlar da çocuğa sevgi, şefkat ve güven vererek gelişiyor. Bunlardan yoksun büyüyen her çocuk, kendi ile birlikte mutsuzluğunu da büyütüyor.
Ömrünce, başkalarından azıcık sevgi ve takdir görmek için çabalayan, bu uğurda kendi hariç 'herkes' ve 'her şey' olabilen bir 'bukalemun' oluyor.
Belki o etiket cümleleri 'çok haklı öfkeler' eşliğinde kurulmadan önce, bir kez daha düşünülmeli. Ne dersiniz?

ŞAİRİN DİLEDİĞİ....
Memleket isterim Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;
Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.
Memleket isterim Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun;
Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.
Memleket isterim Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun;
Kış günü herkesin evi barkı olsun.
Memleket isterim Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;
Olursa bir şikayet ölümden olsun.
Cahit Sıtkı Tarancı'nın bu nefis şiirini, dün akşam Türkçe defterine en güzel yazısıyla yazdı Deniz. Yeni bir yıla başlarken insanın kendisi, çevresi, sevdikleri için isteyebileceği ne varsa, şu kısacık şiire hepsi sığmış. Hani biz büyükler hep bir şeyler öğretme telaşındayız ya çocuklara; defterlerinin, kitaplarının arasında unuttuğumuz/unuttuğumuzu sandığımız/hatırlamamız gereken ne çok bilgi var aslında... Bir de bu gözle bakmalı o satırlara, kim bilir...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.