Kovid 19 pandemisi çocukları da çeşitli yönlerden olumsuz etkiledi. Ekran bağımlılığı, kaygı vs derken fiziksel sağlıkları da alarm vermeye başladı. Nitekim uzmanlar ilk kez bu açıklıkta konuştu: Kovid 19 çocuklarda, obezite, karaciğer yağlanması ve insülin direncini arttırdı! Bu sözler Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden Prof. Dr. Özgür Pirgon'a ait. Türk Pediatri Kurumu tarafından düzenlenen 56. Türk Pediatri Kongresi'ne katılan yüzlerce çocuk doktoru, Kovid 19 ve çocuklar üzerindeki etkisini de konuşmuş doğal olarak. Prof. Dr. Pirgon da, Kovid 19'la birlikte çocuklardaki yeme bozukluğu ve obezite konusunda bilgiler paylaşmış kongrede. Ajans haberinde rastladığım sözlerini, yerim elverdiğince paylaşmak istedim:
CANI SIKILDIGI IÇIN YIYOR
Yeme alışkanlığını olumsuz kazanan bir çocuğun, erişkin dönemde de obez olarak devam etme oranı yüzde 80. Bu nedenle çocukluk döneminde çocuğa doğru yeme alışkanlığını kazandırmak şart. Fakat ne kadar şanssızız ki; bu dönemdeki çocuklar evde uzun süre kaldılar. Maalesef televizyon, bilgisayar, telefon gibi oyunlarla kendi dünyalarını kurdular.
Tabii buldukları boşluklarda yemek yediler. Evde sadece aç olduğu için yemedi çocuk, sıkıldığı için de yedi.
Aktivasyon bulamadığı için kendisini farklı yeme alışkanlıklarına sürükledi.
Cips, bisküvi yedi, kola içti veya şekerlemeler yedi. Bu da tabii uzun dönemde gerçekten olumsuz etkiler ortaya çıkardı.
ERKEN ERGENLIK
Aileler bu dönemde koruma içgüdüsüyle çocuklara farklı destekleyici ürünler verdi. Mesela zencefil içirenler, biberiye yedirenler, vitamin hapları, içeriğinde ne olduğunu bilmediğimiz şuruplar... Bunlar hormonal sistemi değiştirici etki de yaptılar. Enfeksiyona karşı bünyeyi güçlendirici şurup verdiğini düşünen ebeveynler, 6 ay-1 yıllık sürede çocukta ergenliğin erken başlamasına yol açtılar. Polikliniklerimizde erken ergenlik sıklığı arttı. 8, 7, hatta 6 yaşında meme dokusu çıkmış kızlar başvurdu.
Bu çocukları da düzenli bir ergenliğe sokmak için tedaviler vermek zorunda kalıyoruz. Sorduğumuz zaman "Hocam şu ürünü şu kadar kullanıyorum" diyenler oldu. Amaç enfeksiyon kapmasın, bağışıklık sistemi güçlensin ama böyle bir ispat zaten yok dünyada. Şu an polikliniklerde obezite çok, karaciğer yağlanması çok, insülin dirençli çocuklar çok maalesef. Bunlar hareketsizliğin, sporsuz yaşamın sonuçları. Bunları çözdük diyelim, çocuğun kazanmış olduğu alışkanlık maalesef devam ediyor. Onu kırmak yıllarımızı alacak.
SU IÇMIYORLAR
Bu dönemde çocuklar su içmemeye başladı. Çünkü su yerine farklı şeyler içiyor. Su almayan bir vücut çabuk hastalanır. Demek ki Kovid'den korunmanın en önemli kurallarından bir tanesi iyi su almak. Yurt dışındaki bir çocuk için alacağı su 2-2.5 litre, erişkinlerin 3 litre düzeyinde. Günde 3 litre su alan bir insan hep canlı, hep dinamik, hep sağlıklı. 60-70 yaşında bile dinamik insanlar geziyor. Çünkü o alışkanlığı 10 yaşında, 5 yaşında edinmiş. Aileler mutlaka çocukların su içme oranını yükseltmeli. İyi uyku, stressiz yaşam ve yeterli güneş ışını almayla çocukların bağışıklığı güçlenecektir.
DAGINIK MUTFAKTA OLMAZ
Anneler çocuklarına bir takviye vermediği zaman 'Acaba eksik bir şey mi yapıyorum' diye bir hisse kapılıyor.
Böyle bir şey yok. Sağlıklı beslediğiniz sürece çocuklara herhangi bir şey vermenize gerek yok. Bunu ailelerimize iyi aksettirmek gerekiyor. Sık sık çocuklarımızı dışarıya çıkaralım, güneşe, parka, oyuna. Dünyaları ev olmamalı. Dağınık bir mutfakta çocuk alışkanlık edinmez. Bisküvi, gofret olan bir mutfaktaki çocuğa bakın, bir de mutfağında elma, marul, salata, yoğurt olan çocuktaki gelişime bakın.
İkisi aynı olmayacaktır.