Siyaset bilimi, dünya tarihi, küresel ekonomi, diplomasi...
Birleşmiş Milletler, NATO, AB... Bölgesel ve konjonktürel dengeler... Günlerdir izliyorum, dinliyorum, anlamaya çalışıyorum. İçinde bu kelimelerin çokça kullanıldığı hiçbir yorum, hiçbir açıklama ile Ukrayna'da yaşananları, içimdeki 'akıl-mantıkvicdan' terazisine oturtamıyorum.
Benim için Ukrayna'da yaşananların özeti, yan yana sıralanmış o güzel çocukların fotoğrafından ibaret. Hepsi birbirine sokulmuş korkuyla bakıyorlar etrafa. Çocukların öldüğü, yaralandığı, evinden, yurdundan olduğu, aç açık kaldığı demiyorum; sadece ve sadece 'korktuğu' bir dünyada biz insanlık olarak neyi başarmış, hangi seviyeye yükselmiş olabiliriz ki!
"Dünya lideri", "süper güç" vs...
Çocukların bir kısmı değil, hepsi mutlu ve güvende hissetmedikten sonra kim bu çok havalı!!! unvanları gururla taşıyabilir ki yeryüzünde...
SADECE DÜŞÜNÜYORUM;
■ Sevmeyi, sevilmeyi, elindekini paylaşmayı bilen,
■ Alın terinin, emeğin, çalışıp kazanmanın erdemine inanmış,
■ Zalimliğin değil, merhametin en büyük güç olduğunu bilen,
■ Hak etmediği hiçbir şeye el uzatmayan çocuklar yetiştirsek...
DÜNYA BUGÜNKÜNDEN DAHA GÜZEL BİR YER OLABİLİR Mİ?
Dünün sevilmemiş, silahlarla büyütülmüş, her istediği yapılmış, yapılmamışsa da zorla almayı öğrenmiş çocuklarının bugün dünyayı nasıl bir cehenneme çevirdiğini hep birlikte izliyoruz. Benim bütün umudum, bugünün iyi çocuklarında.
Biz belki göremeyeceğiz ama, onlar bir gün mutlaka kazanacak.
MESELA...
Eskiciler geçse sokaklardan mesela. Duygu eskicileri...
Nefreti verip azıcık sevgi alsak... İçimizde ne kadar öfke biriktiyse toplayıp, yerine biraz sakinlik...
Bencilliği verip paylaşma duygusu alsak biraz da.. Arınsak, hafiflesek, güzelleşsek. Mesela...