Günde hiç olmazsa yarım saat okusak...
ARİSTOTELES, "Gençlikte kazanılan iyi alışkanlıklar her şeyi değiştirir" demiş. Atalarımızın "Ağaç yaşken eğilir" sözünü hatırlatıyor.
"Bütün bir hayata faydası olacak alışkanlık" dendiğinde aklıma önce "okumak" geliyor.
İçine tarihi, coğrafyayı, insanı, kültürü, bilimi, matematiği, romanları, hikayeleri, koskoca bir dünyayı sığdırabilen kitaplar. Okumaya ömrümüzün yetmeyeceği kitaplar... İnsanı mental olarak oturduğu koltuktan bambaşka bir ortama taşıyan kitaplar... Neden bu kadar önemli okumak? Şart mı? Hem de nasıl.
Birkaç maddede inceleyelim "Neden okumalıyız?" sorusunun olası yanıtlarını:
* Yazılı metinleri daha iyi ve hızlı anlamak için (Çocukta ders başarısını etkiliyor.) * Söyleneni anlamak için (İnsanlarla etkili ve güçlü bir iletişim kurmanın olmazsa olmazı.) * Karşılaştığımız problemleri kolay çözmek için (Okumak kelime hazinenizi geliştirir. Daha çok kelime bilgisi olan insan, daha çok kelime ile düşünüp daha çabuk problem çözer.) * Güzel ve etkili konuşabilmek için (Zenginleşen kelime hazinesinin bir getirisi daha!) * Güzel ve doğru yazabilmek için (Okurken, farkında olmadan pek çok kelimenin nasıl yazıldığını da öğrenirsiniz. Okuyan biri 'de', 'da' ekini asla yanlış kullanmaz mesela!) * Ülkeleri, coğrafyaları, kültürleri, insanları tanımak için (Bana göre en eğlenceli kısmı.
Üstelik öğreneceğiniz her bilgi, hayatınıza yön verir. En basitinden bilinç düzeyiniz yükselir, sohbetlerinizin kalitesi artar.) O yüzden okuyalım, okutalım. Hiç olmazsa günde §yarım saat... O yarım saatleri topladığımızda ayda 15 saat, yılda 7.5 gün yapıyor.
Yani, iyi başlangıç!
SANATA DÜŞMAN OLAN ÇEVREYE DOST OLABİLİR Mİ?
AVRUPAʼDAKİ bazı marjinal gruplar, sözde çevreci eylemleri için bir süredir müzeleri hedef almış durumda. Geçtiğimiz hafta Avusturya'nın başkenti Viyana'da bulunan Leopold Müzesi'nde bir eylem gerçekleştirdiler. Ressam Gustav Klimt'in "Ölüm ve Yaşam" adlı 111 yıllık eserine siyah boya attılar. Göstericiler, ressamın yaşam ve ölümü tasvir ettiği eserin insanlar tarafından anlaşılmadığını, insanlığı tehdit eden fosil yakıtların kullanılmasının sınırlandırılması amacıyla bu eylemi gerçekleştirdiklerini ileri sürdü. Ayrıca "petrol şirketlerinin sanata destek vererek kendilerini aklamaya çalıştıklarını, sanatın kirli parayla yapılmaması gerektiğini" savundular. Neyse ki, eserde içinde bulunduğu cam koruma nedeniyle herhangi bir bozulma olmadı. Ama ya olsaydı? Oturup hep birlikte fosil yakıtın verdiği zararla, çevreci eylemin verdiği zararı mı kıyaslayacaktık? Biraz akıl, biraz izan. Lütfen!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.