Filiz İçke Önal

Bu hayatın öğreticisi çocuklar ve büyükler

"Gençler bilebilse, yaşlılar yapabilse..." İnsan hayatının en büyük handikaplarından biri.
"Dante gibi ortasında" mıyız bilinmez ama, çocuklarımıza ve aile büyüklerimize benzer mesafedeyiz çoğumuz.
Büyüklerin tecrübesi de, çocukların o masum berrak zihni de çok değerli birer öğrenme kaynağı. Ağabeyim, "Bu çocuk zorlamadan ders çalışmıyor" diye sızlandığımda, "Bu kadar karışma. O doğruyu bulacaktır" diyor. Tam "E ama kendi haline bırakırsam" diye karşı savunmaya geçeceğim ki, "Fazla mı kontrolcüyüm?" noktasına geliyorum.
Çok değil sadece bir gün sonra, "Tablete bakma, ders çalış, test çöz, kitap oku" diye durmadan uyardığım Deniz'i Orhan Veli şiirleri ile ilgilenirken buluyorum. Vallahi gözlerim doluyor mutluluktan. "Kitaplıkta bir kitabı olacaktı" diyorum. Arayıp buluyor ve ilgiyle inceliyor. Derken içlerinden en sevdiğini internetten aratıyor ve defalarca dinliyor Müşfik Kenter'in, Cem Karaca'nın sesinden.
Bütün dediklerimi yapsa, ulaşamayacağı bir noktadan bahsediyorum.
Acaba bu çocukların aklına, seçimlerine daha mı çok güvensek?

ŞİMDİ DERT EDİNEMEM!
Derken yılların eğitimcisi, emekli sınıf öğretmeni halamın da fikrini almak istiyorum.
"Karışma" diyor. Sınıfta ödevini yapmadığı ya da soruyu çözemediği gün yaşayacağı küçük bir mahcubiyetin, bütün nasihat ve zorlamalardan daha etkili olabileceğini anlatıyor ve ekliyor: "Bir öğrencim vardı, çok hareketli bir çocuktu. Evde de dolapların üstünden inmezmiş. Çok başarılı bir pilot oldu." Velhasıl, sular akacak ve yatağını bulacak bir şekilde.
Büyüklerle konuşmak ne kadar rahatlatıcı ise, çocuklarla iletişim de bir o kadar eğlenceli. Farklı bir bakış açısı sunması ve öğretici olması da cabası.
Deniz artık 11 yaşında olmasına rağmen en sevdiği spor ayakkabılarını giyebilmek için hala yardıma ihtiyaç duyuyor. Önünde eğilmiş ayakkabılarını bağlarken "Şu işi hala öğrenmemiş olmayı artık biraz dert edinsen mi acaba?" diye söyleniyorum. Gayet rahat cevaplıyor: "Hayır dert edinemem.
Şu an başka dertlerim var!" Kendi dünyasındaki öncelikleri arasında bu iş yer almıyor diye kızacak mıyım, elbette hayır. Güldüğümü anlamasın diye dudağımı ısırıyorum sadece....

TESADÜF DEĞİL TEVAFUK!
Tam bu yazıyı kafamda evirip çevirirken de, Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Nevzat Tarhan'ın sözlerine yer verilen bir ajans haberine rastlamam, "Tesadüf değil tevafuk" dedirtiyor. Tarhan'ın "Sağlıklı yaşlanmanın püf noktaları" başlığıyla servis edilen haberde yer alan sözleri, bu başlıktan çok daha fazlası.
Aynen aktarıyorum:
● İleri yaşlardaki kişiler artık yarışma koltuğunda değil, yarış pistinde değil, jüri koltuğunda oturuyorlar. Ancak kendini hala yarış koltuğunda görüyorsa mutlu olamıyorlar. Yani aslında sağlıklı yaşlanma varsa bunu sağlayabiliyor kişi.
Sağlıklı yaşlanma yoksa gençlere özeniyor, her şeyde aktif olmaya çalışıyor.
● Psikolojik sağlamlık; insanın zorluk yaşadığı zaman hızla tekrar eski haline gelebilmesi. Yaşlılık zaten hayatta tecrübe birikimi olduğu için, yaşlılar genellikle bilgeleşirler. Gençlerin panik yaşadığı olaylarda yaşlılar dengeyi sağlar. Bu durum doğada da benzer şekildedir.
Yaşlı kurtlar bilgedir. En arkada durur ve sürüye gelen tehlikeleri uzaktan gözetir, diğerlerine haber verir.

LOKMAN HEKİM FORMÜLÜ
● İnsan vücudunu en çok yaşlandıran şey, yanlış yaşama. Lokman Hekim'in hastalık için '3'te 1 ayazdan, 3'te 1 boğazdan ve 3'te 1 de gamdan olur' dediği söylenir. Yaşama stilimizi küçük yaştan itibaren doğru bir şekilde planlarsak, ilerleyen dönemlerde de kaliteli bir yaşlılık geçirebiliriz.
● Beyni en çok geliştiren şey, yeni deneyimlere ve yeni bilgilere açık olmasıdır.
Beyin ezberci olursa, otomatik olarak hep aynı yolda gidip gelirse bu alanlar canlı kalıyor, diğerleri yıkılıyor.
Kişi beynin her tarafını kullanıyorsa, yorum yapıyorsa, olayları analiz ediyorsa, sosyal teması varsa, çevreyle iletişimi iyiyse, okuyorsa 100 yaşına gelse bile zihni açık oluyor.
● Kim genç yaşında benmerkezciyse ileri yaşında yalnız kalıyor. Yetiştirdiği çocukları benmerkezciyse 'Önce benim konforum. Önce can sonra canan' diyor.
Böyle olunca da ilerleyen yıllarda kişi yalnız kalıyor. Yalnızlık, tüm dünyada en önemli sorunlar arasında. 2019 yılında Dünya Ekonomik Forumu'nda dünyayı bekleyen üç büyük tehlike yalnızlık, iklim değişikliği ve gelir eşitsizliği olarak belirtildi.
Yalnızlık, kişinin bedenine günde 15 sigara içmiş kadar zarar veriyor. Yalnız yaşamak bağışıklık sistemini bozuyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.