Çocuklarla beraber dertler de büyüyormuş. Hayvanlar gibi koklaşamayacağımıza göre, konuşarak anlaşacağız. Ama nasıl? Deniz'le daha dün hece hece "Ela Lale el ele" diyorduk, bugün 5'inci sınıfız. Öyle bir dönüşüm ki, "Öğretmenim"ler bir günde "hocam" oldu mesela. Çok havalıyız çook. Peki ama ya dersler? Ödevlerin zamanında yapılması? Sorumluluk?
Vicdan? Empati? Kendini doğru ifade etme? Vaktini akıllıca değerlendirme?
Evde pişen yemeğin itirazsız yenmesi?
Sevgi ve güven dolu bir ortamda ama şımarmadan büyüyebilmesi? Bu dengeleri kurmaya çalışmak öyle zor ki!
BIR KÜFÜRÜMÜZ EKSIKTI
Okul yolunda boyu iki karış çocukların ettiği küfürleri bir duysanız. Yeni keşfettikleri bir alan. Önemli bir eşiği geçmenin hazzını duyuyorlar belli ki. Bir kere, iki kere söyledi ama ya sonrası? Uzmanlar, "Çocuk çoğu zaman dikkat çekmek ve öfkesini göstermek için küfür eder" diyor ve ekliyor: "Yetişkinlerin kızdıklarında küfür ettiklerini gören çocuk küfür alışkanlığı kazanabilir." Demek ki önce biz küfür etmeyeceğiz! Ama daha önemlisi şu: Özellikle olumlu davranışlarıyla yeteri kadar ilgi çekmeyip, takdir edilmeyen çocuk, ilgi çekmek için olumsuz davranışlara yönelebiliyor.
Varlığını ancak bu tür davranışlarla ortaya koyacağına inanırsa, küfür gibi olumsuz davranışları da tekrarlıyor.
Bu nedenle ebeveynlerin iyi ve olumlu davranışları karşısında çocuğu takdir edip ilgi göstermeleri çok önemli.
Bir çocuğun sadece ve sadece büyüklerinin dikkatini çekebilmek için olumsuz davranışlar sergilemesi, bunu yaparken de içinden aslında sadece "Beni sevin" diye haykırması ne acı. Ne olur, biraz düşünelim bunun üzerinde.
Bütün olumsuz davranışlarına bir de bu gözle bakmalı belki de!