• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Bazen de vazgeçmek gerek FİLİZ İÇKE ÖNAL

Bazen de vazgeçmek gerek

filizicke@hotmail.com Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 13 Nisan 2024, 17:23

Hiç sevemediği bir kitabı veya filmi, 'sırf başlamış bulundu diye' bitirmeden bırakamayan, berbat ilişkileri "çok emek verdim" diye sürdürmeye çalışan insanlar var. Kazanmak için yola çıkıp, her geçen gün daha büyük kaybetmesine rağmen geriye dönemeyenler...
Nedir bu durumun izahı?
Belli ki yol ne kadar uzarsa 'U dönüşü' yapmak o denli zorlaşıyor.
Belki de o yolu hiç uzatmamak ama uzadıysa bile bir yerden sonra artık o yolu yürümek istemediğini -zor da olsa- kabullenmek gerekiyor.

YAŞI KÜÇÜK, DERDİ BÜYÜK!
Bu arada yolun uzunluğu da, derdin büyüklüğü de hep kişiye özel. Küçücük çocuklar, "Hayatım boyunca.." diye başlayan iddialı cümleler kuruyor mesela.
Kulağa garip geliyor ama o da onun gerçeği, asla hafife almamak lazım. "Küçücük çocuklar" demişken, geçenlerde bir arkadaşımın 10 yaşındaki kızının yakın bir arkadaşı ile küstükten sonra "Ama ben bu arkadaşlığa çok emek verdim" diyerek günlerce gözyaşı döktüğünü de hayretle dinledim. Burada parantezi "Arkadaşlık elbette çok çok kıymetli ama bu başlık altında çocukların birbirine yaşattığı duygusal şiddet de, bir başka yazının konusu olsun" diyerek kapatıyorum. Ne diyorduk?
Emek önemli ama bir yerden sonra vazgeçebilmek de önemli. Hatta şart!

ZAFER DEĞİL HAYAL KIRIKLIĞI
Peki ya vazgeçememek? Adı bile var:
Concorde Sendromu. Kendisine zarar veren veya yararı olmayan bir şeyden, sırf bedel ödediğini düşündüğü için vazgeçemeyen, üstelik bu nedenle daha büyük bedeller ödemeye devam edenleri anlatıyor. Hikayesi de İkinci Dünya Savaşı'na kadar uzanıyor. İngiltere ve Fransa sesten daha hızlı, süpersonik uçakların yapımı için yola çıkar. Concorde adı verilen uçağın uçuş denemeleri başarısızdır ancak, kendisine emek veren insanlar maddi yatırım yapmaya devam eder.
Nihayetinde Concorde, uğruna yatırımcıların paralarını ısrarla heba ettiği umutsuz vakaya dönüşür. Çoğu hikayenin tersine; burada azim ve kararlılığın, vazgeçmemenin getirisi zafer değil, büyük bir hayal kırıklığıdır.
Uzman Klinik Psikolog Gizem Konuş, "Concorde Sendromu"nun belirtilerinden bazılarını şu şekilde sıralıyor:

- Olumsuz koşullara rağmen yapılan plandan vazgeçememek

- Verimli olmasa da hobi veya kursa devam etmek

- Sağlıklı olmayan bir ilişkiyi/ evliliği bitirememek

- Maddi yatırım dolayısıyla planlardan vazgeçememek

Peki ne zaman vazgeçip ne zaman ısrarcı olacağız? Dahası aradaki farkı nasıl anlayacağız? Psikolog Gizem Konuş, "Hayatta emek harcadığımız her şey bizim için değerlidir. Uzun bir yol kat ettiğimiz, bir yere getirdiğimiz her iş, her durum, her ilişki bizim için paha biçilemezdir. Bunları yarı yolda bırakmak, bunca emek vermişken tamamlayamayacak olmak hepimizi üzer, gücendirir. Fakat bazı durumlar ve kişiler vardır ki, bize zarar verdiğini bilsek bile verdiğimiz emeği düşünüp bırakamayız.
Kaybeden kişi olmamak için hırpalanıp sonunda yine 'kaybeden kişi' oluruz.
İşte tam da bu durum Concorde Sendromu'ndan kaynaklanıyor" diyor.

GEÇMİŞİN YATIRIMINA DEĞİL GELECEĞİN KAZANCINA ODAKLAN

Klinik Psikolog Gizem Konuş, karar vermemiz gereken bu gibi durumlarda dikkatimizi geçmişten çok geleceğe yöneltmemiz gerektiğini belirterek şunları söylüyor: "Concorde sendromu yaşadığımızı fark ettiğimiz noktada öncelikle içinde bulunduğumuz süreçteki 'kar-zarar analizini' düzenlemek önemli. Karar, geçmişte yapılan yatırımlara göre değil; gelecekte olan kazanımlara göre yapılırsa fayda sağlar. Gördüğümüz zararı önemseyip daha mantıklı tercihler doğrultusunda ilerlemeye devam etmek, olumsuz gidişatı olumluya çevirerek, sürecin daha sağlıklı ilerlemesi için bir fırsat sağlar."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.