Tembel çocuk yoktur az motivasyon vardır!
"Bu çocuk neden biz uyarmadan dersinin, ödevinin başına oturmuyor?", "Sınavlar yaklaştıkça biz ondan daha çok geriliyoruz...", "Sürekli ders çalış demekten yorgun düştüm"... Bu cümleler uzayıp gider...
Hele bir de ergenliğe az bir zaman kalmışsa, söz dinlemek bir yana, isyansız, öfkesiz, itirazsız cümle kuramıyorlar!
Her konu başlığına bir dram ekliyorlar.
Ev içi sorumlulukları olsun diye küçük işler veriyorsun, "Her işi bana yaptırıyorsun" diye sızlanıyorlar. Her iş dedikleri; kendi yayıntılarını toplayıp, market poşeti taşımak veya çöp dökmek!
MUTLAKA BİR YOL OLMALI!
"Ders çalış" diyorsun; günün 24 saati elinde cetvel, kafasına vura vura başında bekliyormuşsun gibi isyanlar.
Oysa senden istenen okulda öğretmenini iyi dinlemen, eve gelince küçük bir tekrar yapman, ödevlerini tamamlayıp, 1-2 test çözmen. Hepsi taş çatlasa iki saatini alır.
Neymiş, Avrupa'da ebeveynler, çocuklarının zayıf yönlerini güçlendirmeye çalışmak yerine güçlü yönlerinin üzerine düşüyorlarmış.
Konunun ödevle ne ilgisi var!!!
Ne diyordu uzmanlar, hatırlayalım:
* "Hatalı çocuk yoktur, hatalı anne baba vardır" * "Tembel çocuk yoktur, öğrenme merakını yitirmiş çocuk vardır" Çocukların tutumu belli, uzmanlardan da yüz bulamadık. Kaldık mı derman bulamadığımız derdimiz ve tel tel dökülen sinirlerimizle baş başa!
Karadenizli değilsek de umudumuzun bittiği yerde inadımızın başladığı doğrudur. Bu çocuklara ders çalışmayı sevdirmenin bir yolu mutlaka olmalı. Bu motivasyonla internette araştırma yaparken, Üsküdar Üniversitesi Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı'nın "Verimli Ders Çalışmanın 10 Yolu" başlıklı blog yazısına rastladım. Kısaltarak aktarıyorum.
Okuyalım, okutalım:
VERIMLI DERS ÇALISMA
1. Derslere düzenli katılın: Bir konuyu anlamak bazen saatler sürebilir, bunun temel sebebi tek başınıza öğrenmeye çalışmanızdır. Dersi derste dinlemek ise, konuyu çok daha kolay anlamanızı sağlar.
2. Odağınızı derse verin: Odaklanmak, öğrenmenin temelini oluşturur.
Ders çalışırken dikkatinizi dağıtacak şeylerden uzak durmalısınız. Telefonunuzun bildirimlerini kapatabilir ya da renkli eşyalarınızı bir dolaba kaldırabilirsiniz.
3. Sık sık tekrar yapın: Tekrar yapmak, bir konunun akılda kalıcı olmasını sağlayan en önemli unsurdur.
Belli aralıklarla öğrendiğiniz konuları gözden geçirip aklınızda ne kadarının kaldığını test edin.
4. Not alma tekniklerini uygulayın:
Not almak, her denileni yazmak ya da konunun bir kısmını kağıda aktarmak değil, bilgiyi pekiştirici kısa bilgilere yer vermektir. Konu içindeki anahtar kelimeleri yakalayabilir, grafik ya da şekillerle konuyu görselleştirebilirsiniz.
5. Aklınıza takılanları sormaktan çekinmeyin: Yeni öğrendiğiniz bir konu hakkında aklınızda soru işaretleri olabilir, çekinmeden sorun. Anlamadığınız şeyi bilen birinden öğrenmek, tek başınıza öğrenmeye çalışmaktan kolaydır.
6. Farklı kaynaklardan yararlanın:
Bazı durumlarda bir konuyu anlamak için tek kaynak yeterli olmayabilir.
Farklı anlatım şekillerinden yararlanabilirsiniz.
7. Sağlıklı beslenme ve uykuya önem verin: Vücut ne kadar sağlıklıysa zihin de o kadar berraklaşır ve öğrenmeye açık hale gelir. Sağlıklı beslenme, uyku kalitesi ve yeterli dinlenme ders çalışırken işinizi kolaylaştırır.
8. Öğrenmek için erken saatler idealdir: 06.00-08.00 saatleri arası öğrenmek için en ideal saatler olarak bilinir. Bu saatleri verimli bir şekilde değerlendirebilirsiniz.
9. Teknik kullanarak ders çalışın:
Aktif öğrenme yöntemleri sayesinde konuyu anladıktan sonra soru kartları oluşturabilir veya belli başlı kelimelerle özetleyerek bilginizi pekiştirebilirsiniz.
10. Motivasyonunuzu diri tutun: Motivasyon, öğrenme sürecinde ihtiyacınız olan en önemli şeylerden biridir. Önünüze küçük hedefler koyun.
Başardıkça hedeflerinizi bir adım daha ileri taşıyabilirsiniz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.