Amerika seçimlerinin spekülasyonları devam ede dursun. Henüz dumanı tütse de, uzun süre ağzımızdan düşmeyeceği kesin. Dünya gezegeni üzerinde yaşadığımıza göre; diğer ülkelerin coğrafyası ve siyasi yapıları bizimle iç içe çalışma kaçınılmazlığını getiriyor. Herkesin kendi menfaatleri doğrultusunda yaşamasının gerektirdiği durumlar söz konusu olunca bizim de ''timsah sırıtmalarına'' kanmamamız gerektiğini artık öğrenmiş durumdayız.
Türk-Amerikan siyasetinin temelinin 1945'lere dayanmasıyla başlayan bir serüvenin bugüne yansımasına kadar uzayan bu süreçte vardır bir hayır diye düşünmek lazım. Dünya ülkelerinin ticari, ekonomik ve en temel sorun enerji ihtiyaçlarının birbirleriyle bağlı bir konumda olması, ister istemez ilişki kaosları yaratıyor. Başka bir gezegende yaşamadığımıza göre durum değerlendirmeleri yaparken fazla uçmadan ve gerçeklerden uzaklaşmadan siyasi bir davranış biçimini benimsemeliyiz ki zorlandığımız anların durum mevcudiyetini unutmadan geçiştirebilelim. İyi ki siyasetçi değilim. Bu işin erbabı olmadığınız zaman yorum yapmak kolay. Hani tabiri caizse "Bekara karı boşamak'' misali.
Kimse kimseye dost değil
Evettt.. Uzak komşu evimizin bugünlerde sahibi Trump. Sağı solu belli olmayan bir izlenim veriyor. Hani tam gülerken bağıran ani çıkışlarla çevresini şaşırtan bazen korkutan tuhaflıkları var. Kendi ülkesinde de birçok çelişkiler yarattı. Amerika hiç bu kadar ilginç bir seçim yaşamamıştı. Biz yine bu işe iyimser bir tabloyla bakmayalım. Bu seçimin altında derin bir matematik yatıyor.
Dünya gücünü ele geçiren bir ülkenin asla hata yapmayacağını artık sağır sultan biliyor.
Sağ gösterip sol vurma bir politikaları var. Bize düşen görev kimseye av olmadan avcıyı şaşırtmak olmalı. "Komşuda pişen bize de düşer'' olayında olduğu gibi bizim tabağımıza ne tür bir yemek koyacaklarını hepimiz merak etsek de; biliyoruz ki, mönüler belli. Herkes kendi evinin mutfağını düşünür.
İnsanoğlunun yaratılış mekanizması böyle çalışır. "Önce can. Sonra canan''.
Üstelik yüzyıllardır dünya ülkelerinde siyasi çerçevede kimse sevgili olmamıştır. İyiyiz güzeliz hoşuz ama benim gözüm hep senin tabağında durumları söz konusu olunca malesef küçük flörtler dışında kimse kimseye dost değil. Düşmanlıklarının derecelerini iyi ölçmek gerekir. Son yıllarda hepimiz işi gücü bıraktık küçük çapta siyasetçi olduk.
Çocuklar bile parklarda siyaset oyunları icat etmişler. Aslında hepimiz haklıyız. Herkesin gözü üzerimizde olursa başka ne yapabiliriz.
Hırsız ülkelerden korunmak için kapımızı kilitli tutmalıyız. Değişen dünya değerleri ve nüfus artışı karşısında ihtiyaçlar genişledikçe arz ve talep mekanizması daha vahşi bir seleksiyon halini aldı. Ülkelerarası adaletli bir paylaşım imkansızlaştı. En iyiye sahip olma egosu herkesi bir handikap rüzgarının içine almış durumunda...
Yeni uzak komşumuz Trump hoş geldi sefa geldi. Kahveye bekliyoruz. Tanışalım konuşalım. Biz tüm komşuluk görevlerimizi yerine getirelim bakalım. İyi niyetimizi bozmadan kibarlığımızla ağırlayalım. Huysuzluk yaparsa düşünürüz. Ne demiş eskiler "kötü komşu insanı ev sahibi yaparmış'' Belki sayesinde ne kadar güçlü olduğumuzu daha iyi anlarız. İyi hafta sonları arkadaşlar.
