• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Tanrı misafiri FİLİZ ÖZKOL

Tanrı misafiri

filizozkol@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 25 Mart 2017, 20:03

Ajda Pekkan'ın dillerden düşmeyen şarkılarından biriydi bir zamanlar. İlk dinlediğimde müziğinden etkilenmiştim. 1973 yıllarında küçücük, genç kızlığa ilk adım atmaya çalışan bir adaydım.
Şarkının sözlerinden çok armonisi ilgimi çekmişti, serde gençlik pupa yelken durumlarındayken. Başımızda kavak yelleri, bozuk bir pikapta çizdirmemeye çalışarak yirmi dört saat dinlediğimizi söylesek inanın abartı olmazdı eminim.
Bir de büyüklerimizden duyduğumuz bir söz etkilerdi. Ne zaman kapı çalınsa ve beklenmeyen bir misafir gelse, "Tanrı misafiridir içeriye buyur et " sözünü duyardım. Belki o zaman yabancılara karşı şimdiki kadar korkumuz yoktu. Dünyamız küçük, dostluklar büyüktü. Duygularımız insan sevgisi adına kurgulanmıştı. Bazen anılarımız bize yol gösterici oluyor.
Geçmiş tecrübe bu olsa gerek. Yaş kemale erdikçe yaşanmışlık hayatı daha değerli kılıyor. Oldum olası unutmak istiyorum cümlesinden nefret ederim.
Anımsamanın keyfi kadar güzel bir şey var mı? Dedelerimiz, ninelerimizin hikayelerini dinlerken aldığımız zevki, hiçbir şeye değişmem.

NEDİR BU CURCUNA

Gelelim bizim konularımıza; Geçtiğimiz haftalarda; Hollanda'ya yapılan Tanrı misafiri Türkiye ziyaretinin yankılarından hala bir şey anlamış değilim. Nedir bu curcuna. Siyasi gelişmeleri ne kadar yakından takip etmeye çalışsam da yorum yapmak için işin dibine kadar inmek gerekiyor.
Detaylardan yola çıkabiliriz fakat işin görünen kaba tarafı Türkiye'ye karşı komşumuz Hollanda, çok çirkin bir davranış örneği sergilediler. Evet sınır komşumuz değil ama en azından uçakla ortalama üç saat uzaklıkta ve yıllardır ülkemizin ve birçoğumuzun ziyaret ettiği bir yer. Defalarca siyasi geziler yapılmış, sözde dostluk gösterileri altında hasbihal edilmiş bir ilişkinin son sahneleri abartıydı, kötüydü. Onlar bizim ülkemize gelmiş olsalardı böyle mi karşılanacaklardı..
Yurdumuzun en iyi yerlerinde ağırlar, gezdirir ve memleketlerine yolcu ederken hediyelere boğardık. Son yıllarda dünya siyasetinin değişen yüzünde herkes atağa kalkmış durumda. Görüyoruz, gözlemliyoruz. Tüm dünyanın gözü üstümüzde ve ben buna biraz da kıskançlık diyorum. Bizimle dost olmak istemedikleri gibi; bize yakın olan ülkeleri de düşman etmeye çalışıyorlar.
Çıkar savaşları almış başını gidiyor. Ateş çemberi altında gibiyiz.
Hangi tarafa baksak bir oyunun bilinmeyen yüzüne çarpıyoruz. Üstelik sevimli bir şekilde bize el sallarken sırtımızı dönmemizi bekliyorlar duygusuna kapılmamak işten değil..

KURT PUSLU HAVAYI SEVER

Görünmeyen bir düdük çalmış gibi. Hazır ol vaziyette ve menzildeler.
Soğuk bir savaş çoktan başlamış durumda. Ekonomi ve para birimleriyle gardlarını almış vaziyetteler. Akıl oyunları son dekorlarıyla sahnede.
Tabii ki, biz de kendi sahnemizi en iyi şekilde kullanacağız. Bunun için repliklerimizi iyi ezberleyip başka ülkelerin bizden rol çalmamasına dikkat etmeliyiz. Hiç bu kadar birlik ve beraberliğe ihtiyaç duymamıştık.
Ah'la Vah'la geçirecek zamanımız da yok. El oğlu çoktan kurgusunu yapmış. Yılların planları karşımızda ve çok derinden gidiyorlar, "kurt puslu havayı sever' misali.. Bizimle aşk yaşamak isteyen ve bizi kendine tutsak etmeye çalışan hiçbir ülkeye üzgünüm "yar " olamayacağız. Bize bulaşan belalı aşık kendi kafasını yer misali biz kendi düdüğümüzü öttürmeye devam edeceğiz.
Huzurlu, sakin ve mutlu hafta sonu diliyorum arkadaşlarım.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.