İlişkiler konusunda uzman değilim. Fakat yıllardır astroloji yorumları yaparken; öyle çok hikayeler dinliyorum ki... Al birini vur ötekine. Bu hikayelerin içinde elle tutulur olanı yok mu diyeceksiniz.
Tabii ki var fakat benim aklımda kalanlar hayata dair yaşanan ilginç olanlar. Dünya güzeli bir kızımızla; yaş artık kemale ermiş bir beyefendinin aşkına bir dokunduralım isterseniz. Kızımızla bu beyefendi iki yılı aşkın bir süre bir ilişkinin içindeler... Gel zaman, git zaman beyefendi aniden bu güzel kızımıza "Biraz ara verelim" der. Der de, kızımız bu konuda neler der. Ben her zaman ki, Marko Paşa kıvamında ve dert dinleme modunda genç kızın anlattıklarına yorum yapmaya çalışırken; aklıma takıldı... Beyefendi on sekiz yıllık bir evliliğini sona erdirdikten tam beş yıl sonra genç kızla tanışıyor ve iki yıl süren bir beraberliğin ardından "Evliliğimin yorgunluğunu üstümden atamadım ara vermek istiyorum" gibi saçma sapan bir kaosun içine giriyor. Beraberliklerin bitmesine eyvallah... Mezara kadar hangi aşk sürüyor ki. Hele uzmanların "Aşkın ömrü üç yıl dedikleri ve üstelik ispat ettiği "bir dönemde". Gerçi artık üç yıl gibi bir sürenin bile uzak bir ihtimal olduğu dönemini yaşadığımız şu günlerde beyefendinin gerekçesi tuhaf geldi... " Evliliğimin yorgunluğunu üstümden atamadım " Vücut toksinimi bu" Belli ki bu kızımız yormuş beyefendiyi de, kibarlıktan çoktan unuttuğu karısının üzerine atıvermiş koskoca yalanı. "Ara verelim" ne saçma bir cümle. İlişki arası reklam. Daha sonra filmin ikinci yarası. Her şey ne kadar ucuzladı. Kibarlıkla kaçışlarda bile kocaman bir kabalık yatıyor. Benim kafam basmadı... Peki sizin?
AKILLI KADINLARDAN
ERKEKLER KORKUYOR
Son yıllarda erkek- kadın dayanışmasının arkasında sözde birbirine destek veren fakat gizli korkuları yüzünden kadınlarla sinsice yarışan bir erkek zümresini hisseder oldum. Annelerimizden öğrendiklerimiz var ya. Ailenin reisi 'Babadır ' "Erkek çocukları soyadımızı sürdürecektir, kız kısmı eksik etektir" Gerçekle masal arasında sıkışmış, sahiciliği tartışılır konularla ilgili tuhaf varsayımlar.
Türk, toplumsal olgularda iki cins de, yer kapmaca durumlarını sürdürme çabası içinde olmaya devam etsin bakalım. Aslında ben bu yarışı seviyorum. Her iki tarafın gizli mücadelesi toplumsal başarıyı daha da körüklüyor...
Sevgilisinden veya eşinden ayrılan birinin ayrıldığı kişiye karşı başlattığı savaşı düşünün.
"Sen benden ayrılmakla neleri kaçırdın " mesajı.. Olmaz demeyin maalesef hep var. Hem de tahmin ettiğinizden çok fazla.. Kadınlarda erkeklerle yan yana dirsek dirseğe çalışmaya başladığından beri bu yarışın düzeni kendiliğinden ortaya çıkmış.. Annelerinin " Paşa ' çocukları iş dünyasında "Eksik eteğe" parsayı mı toplatacaklar. .
Haydiii bree meydanlar kurulsun kılıçlar kuşansın.. Tabii ki savaş adil değil... yarışa jokerle başlayan erkeklerle başa çıkmanın tek yolu, kadınların daha strajedik planlar yapması. Hoopp herkes bu savaşın içinde. Kaç kaçabilirsen. Geriye çekilirsen meydan karşı tarafa kalacak Erkeklerin bıyık altında "Böyle olacağı belliydi" müstehzi gülüşlerine pabuç bırakacak halleri yok ya kadınlarımızın...
Hani derler ya, bol bol bulmaca çözün zekanızın kat sayısı artıyor.
Kadınlarda bu yolu deneyerek iş hayatını bulmaca formatına oturtmuşlar.
Çöze çöze en sonunda erkekleri çözmüşler ve zekalarıyla bayrağı dikmişler... Erkekler hala şişine dursunlar. En akıllı biziz diye... Eskiden yılbaşı öncesi canlı hindi alırdık. Biz kız çocukları hindiyi kızdırmanın yolunu bulmuştuk...
"kabaramazsın" diye...
Hala aynı şarkıyı söylüyoruz ama çaktırmadan. Akıllı kadınlardan erkekler korkmamaya devam etsin bakalım... KABARAMAZSINIZ...