Fuarlar; ürünlerin vitrine çıktığı, tanıtımlarının yapıldığı, ikili ilişkilerin başladığı, işbirliklerin doğduğu, ticari faaliyetlerin arttığı, ekonomik kalkınmada ve ülkelerin gelişmesinde son derece önemli etkinliklerdir.
Geçen hafta İzmir dev bir organizasyona imza attı. 07-10 Şubat 2019 tarihleri arasında, 14. Agroexpo Uluslararası Tarım ve Hayvancılık Fuarı gerçekleşti. Tarım ve Orman Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, İzmir Büyükşehir Belediyesi, EİB gibi birçok kuruluşun destek olduğu etkinlik, firmalar ve katılımcılar tarafından beğenildi.
Fuarın açılışında konuşma yapan Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli, dünyanın çok hızlı değiştiğini, dünya ekonomisini belirleyen en önemli faktörün tüketenlerin ihtiyaçları ve beklentileri olduğunu belirterek, "Küresel ölçekte tarım, hayvancılık ve gıda sektörünün önemi arttı. Bir devlet için savunma ve yerli silah sanayi ne kadar önemliyse, o devlet için tarım da o ölçüde önemlidir" diye konuştu.
YATIRIM ÇAĞRISI
Stratejik önemi olan tarım, adeta domino taşı etkisine sahiptir. Bir ülkede tarım ne kadar güçlü olursa diğer sektörler de o kadar güçlenir. Tarım tüm sektörler için bir kaldıraç görevini üstlenir. Tarım ve Orman Bakanlığı da zaten bunun farkında.
Bu bilinçle tarımın güçlenmesine destek olacağının altını çizen Pakdemirli, Türkiye'de yatırım yapmak isteyenlere her kolaylığı göstereceklerini belirterek, "İş ortaklarınızı bulun, ülkemizin cazip teşvik sistemimizden faydalanın, üretin ve hep birlikte kazanalım. Türkiye'ye yapılan her yatırım fazlasıyla karşılık bulacaktır.
Bundan kimsenin şüphesi olmasın" diyor.
Tarımın güçlenmesi için hepimizin sorumlulukları ve kendi çapımızda görevlerimiz vardır. Yeter ki takım ruhuyla hareket edelim, çözüm noktasında fikir verelim.
GURUR DUYDUM
Tarım ve Orman Bakanlığı'nın bürokratlarından olan ve bakanlık adına fuarın organizasyonundaki yetkili isim İsa Sertkaya, vatandaşların öneri ve taleplerini dinleyerek, yapıcı yaklaşımıyla güven verdi. Tarımın güçlenmesi ve halkın beklentilerini karşılamaya yönelik tüm önerilere açık olduklarının altını çizdi.
Fuarı gezerken, yerli ve milli ürünlere, özellikle traktör ve tarım makinelerine hayran kaldım. Mesela Konya merkezli bir fabrikanın pulverizatör (ilaçlama) makinesi dikkatimi çekti. Hassas tarım yapan elektronik makinede, hangi ürüne ne kadar ilaç verileceği yazılımla sağlanıyor.
Zamanında, doğru ve planlı ilaçlamayla ürünün rekoltesini artırmayı hedefleyen bu makine Türkiye'de tek. Mucidi ise elektronik önlisans mezunu Güven Akgül. 50 bin lira maliyetle üretilen bu makine, 50 dekar tarlayı 12 dakikada ilaçlıyor. "Tarımda Ar-Ge desteği olsa çok makine üretirim" diyen Akgül, azim ve istek bir tarafa, Türk'ün yaratıcılığını ve imkan verildiğinde neler başarabileceğini gözler önüne seriyor.
Fuar ziyaretimde, Türk tarımının çok güçlü ve güzel günler göreceği konusunda umutlandım. Birçok ülkeye ihracat yapan ve inovasyon ödülleri alan, alanında lider Türk malı ürünlerini gördükçe Türk olduğum için bir kez daha gururlandım.
Gerçekten Türk'ün elinden hiçbir şey kaçmıyor.
Ancak hep söylediğim gibi, tarımın güçlenmesinin ilk adımı üreticiyi güçlendirmekten geçiyor. Üretici güçlü olursa domino taşı etkisiyle tarım, diğer sektörleri güçlendirecek ve ayrık otu gibi birbirine bağlı olan ekonomi daha da güçlenecek.