Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından hazırlanan 2019-2023 yıllarını kapsayan 11. Kalkınma Planı'nın TBMM tarafından kabul edilmesi çok sevindirici. Önceki haftalarda yayınlanan "11. Kalkınma Planına Ulaşmak" başlıklı yazım için okurlarımdan çok fazla e-mail aldım, her biri için ayrı ayrı teşekkür ederim. Yazımda 11. Kalkınma Planı hedeflerinin ülkemiz için çok umut verici olduğunu belirtmiştim. Ayrıca bakanlık bünyesindeki 'kraldan çok kralcı' kişilerin ayıklanmasını, ülkemizin güçlü bir ekonomiye kavuşması için "kral çıplak" diyebilecek ehil insanlara ihtiyaç olduğunu belirtmiştim. 11. Kalkınma Planı'nın her bir maddesi oldukça önemli içeriklere sahip. Mesela "Nitelikli İnsan Güçlü Toplum" başlığı altındaki "üretken ve mutlu bireyler" yetiştirmek maddesi çok dikkatimi çekti. Bir İnsan Kaynakları Yönetim Uzmanı olarak vurguladığım "Mutlu çalışanlar büyük başarılara imza atar" sözünü destekliyor.
Planda çok önemsediğim ve takip ettiğim "İklim değişikliği" konusuna epey yer verilmiş. Hatırlayacaksınız küresel ısınmanın en fazla 2 santigrat derecenin altında sınırlandırılması Paris Anlaşması ile karara bağlanmıştı. Dünya ülkelerinin gündemindeki konuyla ilgili ülkemizde de önemli çalışmalar yapılıyor.
YÜZDE 80'İ YERLİ VE MİLLİ
İklim değişikliği konusunda en büyük görev kentlere düşüyor. Özellikle petrol ve türevlerinin denizlere, atmosfere, ekosisteme ve insan sağlığına verdiği zararlar kanıtlandıkça yerel yönetimlerin sorumluluğu artıyor.
Petrol ürünlerinin kullanımı, karbon (CO2) salınımını hızlandırdığından, küresel ısınmaya neden oluyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarının desteklenmesi ve petrol türevlerinin kullanım alanlarının kısıtlanması sağlanmalıdır. Petrolün fazla kullanıldığı trafikteki araçlar büyük sorun.
Bu noktada halkı toplu taşımaya, özellikle raylı sistemlerin kullanılmasına yönlendirmek gerekiyor. 11. Kalkınma Planı'nda raylı sistemlerin yaygınlaşacağı ve raylı sistem araçlarının % 80 yerli ve milli olacağı belirtiliyor ve destekleniyor.
İzmir'de 3 yıl öncesine kadar 10 km yol 15 dakikada gidilebilirken şimdilerde 1 saati aşıyor. Bu yoğun trafiğin çevreye verdiği zarar bir yana, zaman kaybı, stres ve sosyal maliyet cabası... Bir İzmir'li olarak, yaşanabilir ve sürdürülebilir bir çevre için kent sakinlerinin daha çok raylı sistem araçları kullanmaları çağrısı yapıyorum.
İzmir Metro A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. M. Ufuk Tutan, yazarımız Gonca Elibol'a hedeflerini ve planlarını anlattı.
HEDEFLERE ULAŞABİLMEK İÇİN
Öte yandan İzmir'de raylı sistemlerin genişletilmesi için raylı sistem araçlarının kullanımının artması ve güzergahlarının genişlemesi amaçlanıyor. Ancak her zaman vurguladığım gibi hedeflere sadece liyakatlı ve büyük düşünen kişilerle ulaşılabilir. İzmir'de böyle bir adım atıldı. İzmir Metro A.Ş'nin Yönetim Kurulu Başkanlığı görevine Prof. Dr. M. Ufuk Tutan atandı.
Göreve başlayan Prof. Tutan, aile işletmelerinde kurumsallaşma ve ekonomi çalışmaları ile Türkiye'de ön plana çıkmış, pratiği bilen, idealist, vizyon sahibi ve mütevazı bir bilim ve iş insanıdır. Benim de doktora eğitimimde kendisinden ders aldığım hocamdır. Hatta bana verdiği ilk ödev Japon, Alman ve Amerika'nın yönetim biçimleri ve ekonomileri konulu araştırmaydı. Prof. Tutan, "Bin kişiden fazla çalışanı ile büyük ölçekli bir şirket olan İzmir Metro'nun yatırım olanaklarının artması, kurumsallaşması ve "yolcu mutluluğu"nun sağlanması konularında ciddi hedeflerimiz var" diyor. Kendisine ve ekibine başarılar diliyorum.
Dünyanın odak noktası olan iklim değişikliği karşısında yaşanacak bir ortam bulmak istiyorsak çevreci düşünmek şart.