İzmir depreminin yıldönümünün yaklaştığı şu günlerde depremzedeler olarak duygusal günler geçiriyoruz. Depremle yaşadığımız korkuyu unutmak gerçekten zor. Kaybettiğimiz 117 can ve sakat kalanların üzüntüsü, evlerimizin hasar alması, pandemi ile birlikte gelen maddi kaygıların eklenmesi, kira artışları biz depremzedeleri zaman zaman çıkmaza sokmuştu. Ancak hayat her şeye rağmen devam ediyor.
Depremin etkisiyle hızlı bir kentsel dönüşüm süreci başlasa da, binaları hasar almış ancak maddi yetersizlik nedeniyle binalarını dönüştüremeyen binlerce vatandaş riskli yapılarda yaşamaya devam ediyor. Bu konuda Yerel Yönetimler, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı vatandaşların ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik çözümler üretmeye devam ediyor. Vatandaşın kentsel dönüşüme ikna olabilmesi için en büyük isteği ödeme kolaylığı. Hem kredi hem de kira ödemek zorunda olan vatandaş, ertelemeli, düşük faizli ve 20 yıl ödeme seçenekli banka kredisi istiyor. Bu konuda yakın zamanda müjde duyabiliriz. Depremin ardından oluşturulan proje alanları için hasarsız, az, orta hasarlı olan ve yıkılan binaların kredileri ketsel dönüşüm kredisi şeklinde değil, İzmir Depremi Dayanışma Derneği'nin de (İZDEDA) çabasıyla 1 yıl ertelemeli 20 yıl ödemeli TEFE-TÜFE artışına bakılmaksızın yılık % 10 faizi geçmeyecek. Bu konuda yakında kamuoyuna duyuru yapılacak.
DEPREM DEĞİL BİNA ÖLDÜRÜR
Bir diğer önemli nokta ise inşaat sektörünün son dönemde maliyetlerinin çok hızlı artmasına regülatif bir düzenleme bekleniyor.
Bu temel sorunların çözümlenmesi ile olası yeni facialar önlenecektir. Çünkü "deprem değil bina öldürür" sözünü hepimiz deneyimledik.
15 Ekimde İzmir'e bir dizi program için gelen Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, "İzmir'de depremzede vatandaşlarımızın ihtiyaçları bitene kadar elimizi İzmir'den çekmeyeceğimiz" diyerek güven tazeledi. 5 bin 66 konutun inşasını gerçekleştirdiklerini belirten Bakan Kurum, "Bir yıllık sürecin ardından Sayın Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle Kasım ayında konutlarımızın ilk etabını depremzede kardeşlerimize teslim etmeyi planladık" dedi.
Bakan Kurum'un İzmir depreminde özverili çalışmalarına hepimiz şahit olmuştuk. Bu konuda İzmir Katip Çelebi Üniversitesi (İKÇU) Rektörü Prof. Saffet Köse tarafından Bakan Kurum'a üstün gayretleri için fahri doktora unvanı verildi. Etkinlikte Bakan Kurum'a Pozitif Etki, Yükselişin Kodları ve İş Dünyasında Başarı için Çalışanların ve Liderlerin Rolü adlı kitaplarımı imzalı takdim ettim.
TOPLUMSAL SEFERBERLİK
Öte yandan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bünyesine İklim Değişikliği'nin de eklenmesi ile Bakanlığın küresel iklim krizini önleme ve yeşil ekonomi kapsamında stratejik hedefleri bulunuyor. Son yıllarda dünyanın rotasının yeşil kalkınmaya evrilmesi, küresel ısınmanın global riskleri ile ülkeler arası işbirliklerini gerekli kılıyor. Bu çerçevede Türkiye'nin Paris Anlaşmasını imzalaması ile birlikte bundan sonra doğaya ve insana değer odaklı yeni eylem planları ile toplumsal dönüşümler yaşayacağız. Bu süreçler yeni üretim alanlarının ve yeni istihdamların önünü de açacak. Bakan Kurum, "Yeşil dönüşüme maruz kalan ülke değil, liderlik eden bir ülke olacağız. Bu noktada gençlerimize güveniyoruz, inanıyoruz.
Cumhurbaşkanımızın 2053 net sıfır emisyon hedefinin en büyük adımlarından birini de üniversitelerimizde atarak, kampüslerimizin tamamını iklim dostu yapmak için kollarımızı sıvıyoruz, her bir öğrencimiz yeşil dönüşüm çalışmalarının parçası olacaktır" diye çağrıda bulundu. Yeşil dönüşüm toplumsal seferberlik gerektirir, el birliği ile güzel yarınlar inşa edebiliriz.