Küresel dengesizlikler yaşamı kötü etkiliyor
Dünya genelinde küresel ekonomik krizin etkileri geniş çaplı devam ederken bir yandan küçük dokunuşlar da yaşanıyor. Küresel piyasalarda söz sahibi olan FED olumlu sinyaller göndermeye başladı. The Wall Street Journal'ın üç ayda bir yaptığı ankete göre önümüzdeki yıl için resesyon olasılığını yüzde 54'ten yüzde 48'e düşürdüler. Böylelikle ilk kez yüzde 50'nin altına düşmüş görünüyor. Hatta büyüme beklentilerinin bir miktar arttığı, FED'in yeni döneminde faiz artışı yapmayacağı öngörülüyor.
ORTADOĞU'DA YAŞANANLAR
Almanya Ekonomi ve Enerji Bakanlığı, ülke ekonomisine yönelik yayınladığı aylık raporunda, enerji fiyatlarında yaşanan krizler, sıkılaşan para politikası ve küresel ekonomik sorunların yüklerinden yavaş yavaş kurtulma hareketleri gözlensede ekonomik toparlanmanın zaman alacağı düşünülüyor.
Uluslararası Para Fonu (IMF), Almanya'nın 2023 büyüme beklentisini yüzde eksi 0,3'ten eksi 0,5'e indirerek bu yıl küçülen tek gelişmiş ülke olacağını bildirmişti.
Çin'de de benzer sorunlar yaşanıyor. Çin'in emlak krizi, küresel ticaretin dengesizliği ve daralmalar büyüme beklentilerini %5 seviyesinden 4 seviyesine düşürmüş durumda.
En büyük ülkeler ekonomi penceresinden iyi görüntü vermiyor. Son yıllarda üstü üste gelen krizlerin üzerine son olarak İsrail & Filistin savaşı yeni bir derin kriz ekonomisi yaratabilir, bu konuda endişeler büyüyor. Kışkırtıcı ülke olarak görülen ABD, Rusya-Ukrayna için sergilediği tutumu, İsrail-Filistin içinde yine gösterdi. Ortadoğu'da yaşananlar zaten ortada!
Ayrışmalar, savaşlar yalnızca iki ülke arasını değil tüm ülkeleri derinden etkiliyor.
ABD ve Çin arasında yaşanan ekonomik sancılar yeni bir savaşa yol açar mı derseniz bu pek mümkün değil, Çin çok güçlü ve kimse onu karşısına alamaz!
İçinde bulunduğumuz zaman diliminde küresel saldırganlıklar toplumsal dengemizi epey sarsıyor.
Gelecek kaygısı epey yükselmiş durumda.
Ne olacak bu dünya?
İyiliğin yerini kötülük, doğruluğun yerini yalan, çalışkanlığın yerini tembellik, güzelliğin yerini çirkinlik almış durumda.
Bazı araştırmacılar dünya dışında yaşam alanı bulmak için para harcarken aslında yaşanabilir dünyamızı çöpe dönüşmesine seyirci kalıyor, tezatlık inanılmaz boyutta. İnsanlık adeta yok oluyor. Bir taraftan servet içinde yüzen, bir tarafta ise açlık ve sefalet içinde yaşayan insanlar...
Örneğin Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütünün (FAO) verilerinde 2022 yılında küresel nüfusun yüzde 29,6'sı yani 2,4 milyar kişi yeterli gıdaya erişemediğini belirtiliyor.
Her yıl 16 Ekim'de kutlanan "Dünya Gıda Gününün" bu yılki teması "Su hayattır, su gıdadır. Kimseyi geride bırakmayın." Dünya genelinde %70'in üzerinde su kaynağı var fakat bunun sadece %2,5'i içme suyu ve tarım için kullanılabiliyor. Gıdaya ve suya erişim giderek zorlaşıyor.
SU HAYATTIR
Küresel adaletsizliklerin gölgesinde BM'in Sürdürülebilir Kalkınma hedeflerine 2030 yılına kadar ulaşmak mümkün görünmüyor. Gıda yaşam için temel unsur ve insanlık hakkıdır. Ülkemizde de yaşanan yüksek enflasyon sağlıklı beslenmeye erişimi zorlaştırıyor. Bazı sektörlerde indirimler geliyor. Fakat gıda, lokanta, otel gibi alanlarda indirimler bekleniyor.
Bu konuda Ticaret Bakanı Ömer Bolat, "Cumhuriyet'imizin 100. yılında normalleşmeye, fiyatlardaki köpüğü ortadan kaldırmaya ve halkımızın daha fazla alışveriş yapabilmelerini sağlamak için indirim yapmaya bir kez daha davet ediyoruz" diyor.
Vatandaşın insan hakları gereği sosyal yaşam hakkına sahip olması için herkes üzerine düşeni yapmalı...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.