Cumhuriyetin 100. yılı nedeniyle çalışmayan emeklilere yönelik 5000 TL ikramiye ödemesi 11 Kasım itibariyle başladı. SGK, Bağkur ve emekli sandığı kapsamındaki tüm emeklilerin ödemeleri 14 Kasım'da tamamlanacak. Bu ikramiye emeklilerimizi bir nebze olsun rahatlattı. Son bir yılda hayat pahalılığı ülkemizde ücretli çalışanlar başta olmak üzere 12 milyondan fazla emeklinin alım gücünü etkiledi.
Tabii tarım üreticilerinin girdi maliyetlerinin artması üretimi zora sokuyor. Talebin karşılanamaması fiyatları haliyle yukarı yöne tırmandırıyor. Bir de yılsonu enflasyonunun yüzde 65 olarak öngörülmesi, kemerleri bir süre daha sıkacağımız anlamına geliyor.
İŞÇİ VE İŞVEREN DENGESİ
Bir taraftan yeni yıl yaklaşırken asgari ücret artışı için de geri sayım başladı.
Ücretli çalışanların tamamını ilgilendiren yeni artışla beklenti enflasyon karşısında ezilmemek. Başkan Erdoğan geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, "Aldığımız tedbirlerle, yapacağımız ödemelerle emekli ve çalışanlarımızın yanında durduk, bundan sonra da durmaya devam edeceğiz. İşçilerimizi ara zamla rahatlatmıştık, şimdi de işçi ve işveren kesimini bir araya getirip en makul çözümü bulacağımıza inanıyorum" açıklamasında bulundu. Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun işçi ve işveren arasındaki denge bir şekilde sağlanacaktır. Konu ücret artışlarındayken Bağ-Kur çalışanları da emeklilik sistemine yönelik müjde bekliyor.
Bilindiği gibi bağkur kapsamındaki kadın çalışanlar emeklilik için 7200 gün, erkekler ise 9000 gün prim ödemesi ile SGK çalışanlarına kıyasla daha fazla prim ödemesi gerekiyor. Ayrıca bağkur emeklisinin maaşı, SGK emeklisinin gerisinde kalıyor.
Konuya ilişkin Başkan Erdoğan geçtiğimiz dönemlerde eşitsizliklere ilişkin düzenleme yapılacağını dile getirmişti. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın ilgilendiği başlıklardaki çalışmaların sona yaklaşıldığına dair bilgiler alıyoruz. Yerel seçim öncesi iki milyondan fazla bağkur çalışanı için sürecin müjdeli sonuçlar alınması umut ediliyor.
İNSAN SOSYAL BİR VARLIK
Günümüz enflasyonist ortamında çalışma hayatına hizmet eden tüm kişilerin rahat nefes alması, gelecek kaygısı çekmemesi hem işyeri verimliliği hem de bireysel motivasyon açısından en önemli başlığı oluşturuyor. Mesela pandemi öncesine kadar, birçok beyaz yaka için kariyer fırsatları, yetkilendirilme, sorumluluk alma gibi noktalar işe bağlılıkta önemliyken artık maddi olanaklar temel belirleyici oldu. Bu nedenle çalışanlar daha yüksek ücret alabilecekleri yeni iş arayışına yöneliyor. Yeni işi kafasına koyan çalışanın iş verimliliği bir hayli düşüyor. Ücret tatminsizliği sessiz istifalara dönüşüyor. Sessiz istifayı; memnuniyetsizlik, güvensizlik, geleceği öngörememek vs. gibi çalışanların duygularını bozan, onlara stres yaratan faktörler oluşturuyor.
Çalışanlarda iletişim kopukluğu, kafa dağınıklığı, unutanlık, geç kalmalar, hastalanmalar, işin hatalı yapılması gibi göstergeler fark edildiğinde, İK ve birim yöneticilerinin derhal çalışan ile ilgilenmesi, onu dinlemesi, hislerini anlamaya çalışması, güven verici davranış sergilemesi ve bağ kurması bir nevi reçetedir. İnsan sosyal bir varlıktır. İş dünyası profesyonel yönetimi gerektirmektedir. Bu nedenle çalışanın duygularını anlamak, onun güçlü yönlerine odaklanmak, işte verimliliği sağlamak profesyonel yönetimin kurallarıdır.
Çalışanlar kurumları ayakta tutar.