Sosyal medya, işgücü piyasasını olumsuz yönde etkilememeli
Çalışma hayatının ekonomik güçlenmede rolü değerlendirildiğinde yeni yılla birlikte daha büyük hedefler koymamız gerekiyor. Çünkü hayalleri büyük olanın hedefleri ve adımları da büyük oluyor ve bunlara ulaşmak için daha çok çalışıyor. Maalesef son yıllarda toplumsal yapıya bakıldığında emek ve çalışmanın yerinin, onursuz para kazanma hırsı ile değiştiğine şahit oluyoruz. Buna en başta sosyal medya etken oluyor. İzlenme, tıklanma uğruna yapılan şebeklikler, geleceğimizi her açıdan kötü etkiliyor ve toplumsal çöküşe neden oluyor.
SOSYAL MEDYA YASASI
Bu nedenle her tür paylaşım için kuralların getirilmesinin, müstehcen ve şiddet içerikli paylaşımlara erişim engelinin konulduğu katı bir Sosyal Medya Yasası'nın ülkemiz için çok büyük ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Ayrıca takipçisi yüksek olan hesapların sosyal medya üzerinden afaki paralar kazanmasının, özellikle gençleri niteliksizleştirdiğini ve kötü örnek olduğunu düşünüyorum. Gençler okumak ve eğitim almak istemiyor Peki ya bu devran tersine dönerse? O zaman ne olacak onların hayatları.
Gençler yarınlarımız ise ne olacak ülkemizin geleceği? İş dünyası bu konuda dertli, özellikle yöneticiler ve patronlar nitelikli personel bulmanın çok zorlaştığından yakınıyor. Kendisini geliştiren, öğrenen, işe katkı koymak için çabalayan insanların sayısı giderek azalıyor. Öte yandan araştırmalar işgücünün yaşlandığını gösteriyor. Örneğin McKinsey & Co. raporuna göre küresel düzeyde 2030'lu yıllarda 65 yaş üstü en az 300 milyon daha fazla insan olacağı öngörülüyor. Dünya çapında nitelikli yetenekli işgücüne olan ihtiyaç çok fazla, mesela Amerika Birleşik Devletleri yüzde 68 oranında tam zamanlı çalışacak nitelikli eleman bulamıyor.
TEK ÇIKIŞ YOLU EĞİTİM
Ülkemizde genç nüfus oranının yüksek olması birçok avantajı barındırıyor. Gençler bu fırsatı iyi değerlendirmeli. Çünkü teknolojinin gelişmesi, robotik yapay zeka uygulamalarının tüm iş süreçlerine entegre edilmesi, yazılım programlarının yaygınlaşması ve kolaylaştırıcı yönlerinin pratiğe dökülmesi insana olan ihtiyacın azalacağını da gösteriyor. Dolayısıyla yetenekli, özgüvenli, liderlik vasıflarına sahip, problem çözme odaklı gençlerin önü her zaman açık. Gençler asla teknolojiden korkmamalı neticede teknolojiyi üreten de insan.
İnsana olan ihtiyaç asla bitmez. İşgücü kaliteli ve nitelikli olursa ülkelerin kalkınması da o oranda olur. Bu açıdan kurumlar, çalışanlarının eksik yönlerini kişisel ve kurumsal gelişim eğitimleri ile kapatması çok mühim.. Kamu ve özel sektörde faaliyet gösteren tüm yapıların eğitime önem vermesi, çalışanlarının yetkin olması ve hedeflerine ulaşmaları için tek çıkış yolu eğitimdir. Çünkü eğitim insanı olumlu yönde değiştirir ve iyi bir yatırım aracıdır.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.