2024 yılına girdiğimiz şu günlerde 7'den 70'e herkesin derdi enflasyon.
Yeni yılla birlikte maliyetlerin artması ile tüm sektörlere gelen zamlar her kesimi etkiliyor. Tüm bu olumsuzlukları düzeltmek için formüller üreten devletimiz elbette makroihtiyati tedbirlerini uygulamayı sürdürüyor. Peki neler yapılıyor?
■ Faiz Artırımı: Para Politikası Kurulu (PPK) politika faizini yine yükseltti, beklentilere paralel 250 baz puan artışla yüzde 45'e çıkmış oldu. Merkez Bankası para politikalarını sıkılaştırarak enflasyonu kontrol altına almayı ve finansal istikrarı sağlamayı hedefliyor.
TASARRUF POLİTİKALARI
■ Bütçeyi kontrollü harcamak:
İsraf meselesi önemli bir konudur. İsrafı önleyecek şekilde maliye politikaları oluşturmak kamuda çok önemlidir.
Mesela enflasyonla mücadele gibi zorlu dönemlerdeki tasarruf politikalarında; kişisel harcamaları kısıtlamak, "ihtiyaç mı istek mi" ayrımını yapmak gerekebilir. Başarılı işler ortaya koymak, topluma ve ülkeye faydalı hizmet sağlamak en büyük itibardır.
Kişisel değil kurumsal bakış açısı insan kaynağının misyonu olmalıdır.
■ Sterilizasyon politikaları:
Özellikle döviz kurlarının istikrarını kullanmak için kullanılan bir yöntem.
Bilindiği gibi ülkemizde döviz girişi için ihracat önemli bir role sahip. İçinde bulunduğumuz yerel seçim döneminde enflasyon karşısında döviz kurlarının baskılandığını ve bunun dış pazarda fiyat veremedikleri için ihracatı etkilediği sektör yetkililerince dile getiriyor.
■ Emtia Fiyatları ve Girdi Maliyetleri: Üretimin en temel noktasını oluşturan bu hususların artması üretici maliyetlerini artırmakta ve haliyle genel düzlemi bozmaktadır. Özellikle tarım ve sanayi sektörlerinde teşviklerin destek politikalarına her zaman öncelik verilmesi gerekli. Diğer taraftan pek çok temel kalemde ithal ürünlerin yerine yerel üretim teşviki bekleniyor.
■ Üretimi artırmak ve istihdam yaratmak: Ekonomik performansın artmasında en önemli konu üretimdir.
Üretim varsa yaşam vardır. Ancak pek çok sektörün emek yoğun üretim yerine, yüksek teknolojiyi içine alan üretim yapması ve stratejik alanlara yönelmesi gerekiyor. Teknolojinin her iş modeline entegre edilmesi şart. Teknoloji ve Sanayi Bakanlığı bu konuda tüm sektörlere daha keskin uygulamalar yaptırabilir. Çünkü zengin imkanlara sahip olan ülkemizin, milyonlarca nitelikli genç nüfusunun bulunması ve bu kapasitenin doğru yönlendirilmesi müthiş fırsatlar getirecektir.
KATMA DEĞERLİ ÜRETİM
Teknoloji katma değerli üretim demektir. Ayrıca teknoloji şirketlerinin değerlemesinin ne kadar büyük olduğunu bilmeyen yoktur. Örneğin değerlemesi 1 milyar dolar ve üzerinde yatırımcı değeri olan şirketler unicorn olarak adlandırılıyor ve dünya genelinde giderek artıyor. CB Insights tarafından yapılanan bir araştırmaya göre dünya genelinde 1.021 unicorn şirket var ve bu şirketlerin toplam değerlemesi ise 3.376 milyar dolar civarında. Ülkemizin turcornları Peak Games, Getir ve Dream Games.
İlaveten Hepsiburada, Insider da var. Trendyol ise daha büyük ligde ve ülkemizin ilk decacornu unvanına sahip. Görüldüğü gibi isteyince dünya liginde olmak mümkün. Yeter ki isteyelim ve çalışalım.
Altyapı yatırımlarının güçlendirilmesi, KOBİ ve girişimcilere teknoloji desteğinin artırılması, dışa bağımlı alanların önlenmesi adına yerli üretime dönüştürecek stratejilerin geliştirilmesi gibi temel faktörler regülatif düzenlemeler beklenmekte. Global ticari kurallar da artık değişime uğruyor.
Mesela pek çok şirket, pandemi sonrasında uzmanlık alanlarının dışında da faaliyet göstererek, ürün ve hizmetlerde çeşitlenmeye yöneldi. Dünyanın dengelerinin değiştiği günümüzde, değişime uyum sağlayarak, dünyanın gidişatına yönelik eylem planı oluşturmak, rotayı buna göre çizmek, krizleri ve fırsatları öngörmek adına bu başlıklar önem arz ediyor. Çağın gerekliliklerine uyum sağlayan kurumlar, kazançlı çıkmakta, uzun vadeli, sürdürülebilir politikaları hayata geçirebilmektedir.