Acı haber tez ulaştı. "Cafer Yarkent de öldü" dediler. Cafer Yarkent kim? Basın mesleğinin en alt kademesinden zirveye kadar çıkan bir özel kişiydi. YENİ ASIR'ın şimdi Kent Arşivi olarak kullanılan İtfaiye Müdürlüğü binasının arkasında ve Alman Kültür Merkezi'nin yanındaki binasında pikajcı olarak işe başladı. Gazeteciliğe girişi de tamamen bir şans eseridir. Daha önce Cafer'e ikizi gibi tıpatıp benzeyen ağabeyi Hüseyin gazeteye çağrılıp göreve başlamış, fakat iş ağır gelince üç gün çalışıp vazgeçmişti. Yerine Cafer geldi, o devrin sorumlusu Durmuş Odabaşı'na, "Ağabey çaktırma. Ben Hüseyin'in yerine geldim.
Bu mesleği istiyorum, seviyorum" dedi. Odabaşı da ondaki isteği görünce, "Tamam" dedi, "Hayır" dese iş bitmişti.
Bir hafta sonra gerçek kimliği açıklanan Cafer bir süre pikajcılık yaptıktan sonra teknik sekreter Saruhan Ayber'in yardımcısı oldu. O ayrıldıktan sonra da birinci sayfayı çizmeye başladı. Aynı zamanda Ege Üniversitesi İktisat Fakültesi'nde öğrenimini sürdürüyordu. Öğrenmeye açık, işini 24 saat yapan bir emekçiydi. Sorumlu Yazı İşleri Müdürlüğü ve Makalelerden Sorumlu Müdürlük görevlerine terfi etti.
YENİ ASIR aynı zaman onun hem hayat hem yuva ocağı oldu. Düzeltmen olarak çalışan Nesrin hanımla evlenerek mutlu bir yuva kurdu.
BİLGİSAYAR BAHTINI AÇTI
Yeni Asır Gazetesi'ndeki ARGE Bölümü'nün başında birçok teknolojik gelişmelere önderlik etti. Yeni Asır Gazetesi'nin bilgisayar ile hazırlanması konusunda eğitim aldı. 1984 yılında Sabah Gazetesi'nin alt yapılanması çalışmalarında bulundu. Yine aynı yıl Yeni Asır'ın spor sayfasını bilgisayardan hazırlayarak, teknik ekibi (Nilüfer Öktem ve İlhan Türkeli) ile birlikte Avrupa'da bilgisayardan şehirlerarası (İstanbul'dan İzmir'e) ilk sayfa naklini gerçekleştirdi. 1985'te Sabah Gazetesi teknik altyapısını hazırlayan ekibin yönetmenliğini yaptı. O devirde Hürriyet Gazetesi bilgisayarlı yayına geçmemek için direniyordu. Ama Sabah ve Yeni Asır'ın üstünlük sağlaması üzerine bir yıl sonra Cafer Yarkent'i çağırarak, "Sana açık çek. Geç bu işin başına ekibinle birlikte" denildi. Yarkent de büyük imkanlarla Hürriyet'i bilgisayar ile hazırlanır hale getirdi.
TEKNOLOJİ SAVAŞI
Cafer Yarkent'in Hürriyet'e geçmesi, Sabah ve Yeni Asır'ın patronu Dinç Bilgin'i öfkelendirdi. Akrabası olan yazarımız Erkin Usman'ı çağırıp, "Erkin git Cafer'i ikna et. Ne istiyorsa verelim" dedi. Ancak Cafer, Usman'ın ısrarına rağmen dönmeyi kabul etmedi, yıllarca süren birlikteliğe veda edildi. 1988'de Hürriyet'in Frankfurt Matbaası'ndaki yazı işlerini İstanbul ile bilgisayar ortamında haberleşmesini gerçekleştirdi.
Laptop olarak bilinen dizüstü bilgisayarların Türkiye'de ilk kez gazete ortamında uyumunu sağladı. 1989'da, Moskova Hürriyet Bürosu'ndan ilk kez İstanbul'a haber giriş-çıkışını oluşturdu.
1988-1989 yılı boyunca teknik ekibi ile Apple Macintosh'u Türkçe olarak sayfa hazırlanır hale getirdi. Bu teknolojik formasyonla Apple Macintosh Türk basınına yerleşti ve o tarihe kadar dört renk kullanabilen (siyah, sarı, kırmızı ve mavi) Türk Basını Apple Macintosh sayesinde "milyon renk" ile tanıştı. Yarkent, Star, Vatan ve 9 Eylül gazetelerinin altyapısını oluşturdu.
Türk Basını, bizler Cafer Yarkent'i hiç unutmayacağız.