Makbule Robinson... 61 yaşında bir akademisyen... Dokuz Eylül Üniversitesi Matematik bölümü mezunu. Amerika'da endüstri mühendisi olduktan sonra orada akademisyenlik yapmış uzun yıllar. Tam bir İzmir kızı. Alsancak'ta Levantenlerin oturduğu 1485 sokaktaki mavi pencereli bu evde büyümüş. Bu eve taşınma hikayeleri de çok ilginç. Kurtuluş Savaşı'ndan sonra İzmir'de yaşayan Yunanlar evlerini öylece bırakıp gitmiş. Ve bu evler de Atatürk tarafından ordudaki üst düzey subaylara hediye olarak verilmiş. Ev, 1970 yılında Makbule Hanım'ın ailesi tarafından satın alınmış. Anlattığına göre o kadar güzel bir çocukluk ve gençlik geçirmiş ki bu evde, hala o eski günleri özlemle anıyor.
AKSANLI HİKAYELER
"Bu semtin kızıyım ben" diyor gururla:
"İtalyanlar, Rumlar hep beraber bu sokakta otururduk ve o kadar mutluyduk ki." Akşamları önce herkes kapısının önünü süpürür, yıkarmış. Sonra da sandalyeler çıkarmış meydana. O gün hangi komşuyla sözleşmişlerse o demlermiş çayı... Çayın üzerine bir de hikayelerle süslenmiş çiğdem keyfi. Mesela o gün bozuk aksanı ile bir Rum komşu anlatırmış hikayesini. Sonra da çiğdem faslına geçerlermiş.
KORDON'DA HIDIRELLEZ
Tabii o zamanlar CD koyup korku filmi izleme gibi bir şansları yoktu değil mi?
Anlattıkları korkunç hikayelerle korkuturlarmış birbirlerini. En sevdiği zamanlardan biri de Hıdırellez günleri. "Çayımızı içip çiğdemimizi yedikten sonra dileklerimizi bir kağıda yazar Kordon'un yolunu tutardık.
Kordon'da yakılan devasa ateşin üzerinden atlayan yüzlerce insanla birlikte denize dileklerimizi atardık, gerçek olsun diye" diyor.
TUHAFİYECİ IVAN
sokakta yaşayan herkes kendi kültürünü özgürce yaşar, kimse kimsenin hayatına karışmazmış. Tuhafiyeci Ivan varmış mesela.
Bir Yahudiymiş. Akşamları dükkanını kapattıktan sonra çay ve çiğdem faslına o da katılırmış mahallelinin. "Sempatik, özgüveni yüksek bir kız olarak yetiştirildim" diyor ve ekliyor: "Kimseyi hor görmemem ve kendime sonuna kadar güvenmem öğretildi bana." Makbule Hanım gençliğinin geçtiği ve 18 yıl yaşadığı bu evin uğurlu olduğuna inanmış hep. Kına gecesi bu evde yapılmış, bu evden gelin çıkmış... Eğitiminin ardından Amerika'ya gitme hikayesi de bu evde başlamış.
O yüzden diyor ki, "Bu ev bana uğurlu geldi."
TIPKI 18'İNDEYMİŞ GİBİ
Alsancak'a ne zaman gelse, tıpkı gençliğindeymiş gibi yaşıyor her şeyi:
"Sevinç Pastanesi'nin oradan Kıbrıs Şehitleri'ne girdiğimde 17-18 yaşımdaymışım gibi hissediyorum kendimi.
Çünkü ben buranın kızıyım, burada büyüdüm. Ne olursa olsun hiçbir şey bana yabancı ya da korkunç gelmiyor" diyor. Makbule Hanım ve ailesi 1988 yılında, vasiyet üzerine hiçbir zaman satmamak sözüyle taşınmışlar evlerinden.
Çünkü annesi vasiyetinde "Burası asla satılmayacak" demiş. Şimdi orası Turtles adında şirin bir kafe.
Ve 30 yıl sonra Makbule Hanım, evine gelip tıpkı gençliğinde yaptığı gibi cumbalı balkonundan baktı yine sokağına.
Eski günleri yad edip yaşadıklarını özlemle anlattı bana. Erkek kardeşi, annesi ve babasıyla kaldıkları 3 katlı cumbalı evin yatak odasını, salonunu gezdirdi. Eşyalar orada değildi ama Makbule Hanım o kadar güzel tarif etti ki eşyaların yerini, sanki kendi evimmiş gibi ezbere biliyorum artık o evi.
ÇOK SAYIDA RUM EVİ VAR
İzmir'in Alsancak semtinde çok sayıda Rum evi var.
Bu evlerin büyük bir kısmı kafe- bar olarak hizmet veriyor.
Bir kısmı belediye tarafından müze ya da kültürel etkinliklerin yürütüldüğü merkezler olarak faaliyet gösteriyor.
Kimisi giysi dükkanı, kimisi restoran haline getirilmiş.
En çok eski evin bulunduğu sokak ise Cumbalı Sokak.