Bir beach'de gün geçirmek için mesajlaşarak dil dökenler, çocuğu özel okulda okutmak ister gibi beach'e torpil arayanlar, kendini vize verecek İngiliz büyükelçiliği zanneden işletme sahipleri...
- Diyelim ki zar zor kapıya ulaştınız. Resepsiyon bölümünde ne dediğinizi üç seferde ancak anlayabilen, (estetik harikası olsa da) lobotomi yaptırıp beyninden aldırdığı parçayı yanakta dolgu malzemesi olarak kullanmış olsa gereken halkla ilişkiler görevlisi kız...
- Bir tekneden denize girip çeşme beachlerinden birine çıktınız, diyelim...
Çocuklar sarışın, reklam güzeli bebekler...
Ama o da ne!
Yoksa pusulanız şaştı da Uzakdoğu'da, belki Filipinlerde mi karaya çıktınız? O çocukların yanında Filipinli kadınlar...
Dadıymışlar.
- Kapıda pek çok cep telefonu operatörünün uyguladığı yüzde elli indirimli tarifeler.
Ne gereği varsa! O yüzde elliyi hesap ederek giden, tesiste mülteci muamelesi görecek.
İçeride sadece loca müşterisi ile ilgilenen plaj görevsizleri. Plaj oturma tarifesi; (ortalama) loca 1500-4000 lira. Denize sıfır şezlong; kafa başı 300 lira harcama zorunluluğu. Kumsal sonunda şezlong ; kafa başı 150 lira harcama zorunluluğu. Çim alanda minder (burada şezlong olmaz) ; tarifesi yok ama iyi bahşiş gerek. Giriş parasına oturacak yer istiyorsan Meksika sınırına kadar gideceksin.
- Paralı görünen müşteriye yanaşan ve ilgili görünmek için küçük oğluna soru soran kurnaz garson.
Soruya çocuk yerine cevap veren annesi. Yüksek bir bahşişi garsonun eline sıkıştırıp telefonunu kaydeden esnaf irisi baba. Bilmiyor ki; o bahşiş alınacak, ancak ihtiyaç için arandığında o telefon açılmayacak.
- Mekan içine girebilmiş olmak yetersiz. Plaj restoranına ayrı rezerve yaptırıyorsun. Yaptırmadan girmeye kalkarsan; 50 liraya mantı, 500 liraya pizza yiyebilmek için bir kenarda ayakta sıra bekleyeceksin.
- Yemek yiyecek imkana sahipsen, şaşırtıcı personel manzaraları!
Pizza hamuru açan ustayı Karadenizli babacan biri gibi beklerken, hipster sakallı ve dövmeli fırıncı.
Garson senden havalı. Sipariş vermeye utanırsın, o derece.
- After hour saati geldi mi, (bu senenin modası) beyaz uzun keten gömlekler, altında mayo ya da şort, boyunda tohumlardan yapılma kolye, ayak bileğinde deniz kabuğundan halhal ile bistrolarda bir Meksika dalgası gibi müziğin ritmiyle bir o yana bir bu yana sallanan gruplar.