Yeni nesilin sorunu, aslında çoğumuzun sorunu. Tek fark, onlarda bu sorunun nererdeyse standart donanımda olması... Bir yandan inanılmaz ukala, umursamaz görünürken, diğer yandan aslında ta içerilerde bir yerde, bir o kadar kırılgan olmaları... Çok korktukları 'ezik' sıfatı, neredeyse hayatlarını esir almış durumda. Ezik olmamak için esir oluyorlar yani. Bu nesil, ninelerimizin zamanında olduğu gibi duayla, okunmuş pirinçle, boyuna takılan cevşenle değil, daha bilimsel yollarla; pedagoglarla, kişisel gelişim kitaplarıyla korunuyor. Adeta pamuklara sarılıyor.
SÜPER KAHRAMANLAR
Eğitim sistemi, özellikle paralı okullar, her çocuğun sınıf geçmesi, hemen her çocuğun da takdirname alması üzerine kurulu. Sırf egoları incinmesin diye törenlerde bir sınıfın her konuda 'en' başarılısı seçiliyor, herkese uygun birer süper kahraman kostümü dikiliyor. İlk bakışta göze hoş ve doğru görünüyor bütün bunlar. Yine de cehenneme giden yolun iyi niyet taşlarıyla döşeli olduğunu unutmamalı.
Çünkü gerçek hayat hiç de öyle değil. Gerçek hayat, tam bir survivor düzeni. Sadece en güçlü hayatta kalıyor. Biz, onları en güçlü olduklarına inandırarak yetiştiriyoruz ama işin aslı öyle değil maalesef. İdeal bir dünyayı, onları her durumda koruyarak bir antibiyotik gibi yüklemişiz ruhlarına.
En küçük başarısızlıkta, alışkın olmayan egoları çöküveriyor.
Vücutlarında hiç bağışıklık mekanizması bırakmamışız ki!
Sadece çocuklarımızda yok bu hastalık, demiştim. Aşırı korumacı ailelerde yetişen, 'aslansın, kaplansın, prensessin' diye yetişen çocuklar, bir sınıf dolusu aslan ve prensesle karşılaşınca daha ilk günden travma geçiriyor.
Yetişkin görünüyor, ama yıllar sonra bile ruhu çocuk kalıyor.
BİR ARADA OLMAZ
Bu noktada, ego ve özgüven konularına girmenin tam da zamanı... Zira birbirine öylesine zıt kavramlar ki bunlar... Doğal olarak, ego ve özgüven hiç karşılaşmaması gereken iki meslektaş gibidir. Çünkü birinin bulunduğu yerde ötekinin işi olmaz. Ego ne kadar yüksek ise, özgüven o kadar düşüktür.
Özgüven ne denli yüksek ise, kişide o kadar egoya rastlanmaz.
Ego ve özgüven, birbirlerinin kılığında dolaşan iki kavramdır aslında. Çok egolu biri, kibirli olur.
Güçlü görünür, aslında çok zayıf ve öfkelidir. Yumuşak görünen özgüven, yumuşak olduğu kadar/ için güçlüdür.
Öfkeli değil, sevgi doludur.
Gerçek gücün olduğu yerde öfke nasıl barınsın? Bir insanda ego yüksek, özgüven düşük ise, kişi başarılı olsa, toplumca saygı da görse zalim olur. Yakın çevresi tarafından sevilmez.
Başarılı olsa da yalnız ve mutsuz ölür. Eğer özgüven yüksek, ego çok düşük ise, o kişi agresif ve hırslı olmadığı için mesleğinde duayen olabilir ama muhtemelen tüm toplumca tanınacak bir başarı seviyesine ulaşamayabilir. Kişi, insan olmayı seçmiştir. Mutlu ve sevilen biridir.
YAŞAM DAMARI
Sağlık değeri yüksek olanlar, kolesterol tiplerini bilirler. Hdl(iyi) ve Ldl(kötü) kolesterol vardır. Özgüveni hdl kolseterole, egoyu Ldl'ye benzetebiliriz. Eğer egonuz yüksekse, bu yaşam ve sevgi damarlarınızı tıkar. Özgüveninizi yükseltmeye çalışın, bu en azından egonuzu dengeleyip toplam kolesterollünüzü düşürecektir. Ruhsal sağlığı yüksek bir Pazar dilerim.