İki işçi, yoğun bir çalışma gününün ardından paydos etmişler.
İşçilerden biri, ayakkabısını çıkarıp yara bere içindeki ayağını göstermiş.
- Bir numara küçük ayakkabım var. Bütün gün mahvetti ayağımı.
Diğeri itiraz etmiş.
- Delirdin mi kardeşim? Neden uygun bir ayakkabı giymiyorsun?
Hayır yanlış anlama ama yeni bir ayakkabı alacak paran yoksa destek olayım. Çekilir eziyet mi bu?
İşçi kızmış.
- Sen beni tek zevkimden etmek istiyorsun galiba?
Arkadaşı haliyle anlayamamış.
- Nasıl yani?
- Nasılı var mı? Gün sonunda paydos ettiğimizde bu sıkan ayakkabıyı çıkarıp ayağımı rahatlattığım an ve yanımdakine bu konuda sızlanmak benim bu hayattaki yegane zevklerim. Onları da mı elimden almak istiyorsun yoksa?
Teşbihte hata olmaz ama bu öykü size tanıdık geldi mi? Hani birazcık da olsa... Hepimizin hayatında irili ufaklı sorunlar var ama bazı sorunlarımız aslında küçük bir çabayla değiştirilebilir cinsten. Ancak bizi ' Birazcık' acıtan bu sorunları belki de küçük keyiflere çevirmiş olabilir miyiz? Konfor bölgemizden çıkmamak adına bu sorunu bir 'kira' bedeli olarak görüyor, yakınmayı, sızlanmayı bir tür garp tiryakiliğe çeviriyor olabilir miyiz? 'Kurban' rolü oynamak, bulunduğumuz konumdan çıkmak için çekeceğimiz çabadan daha az bir bedel istiyor olabilir mi?
Dilerseniz bugün hayatımıza biraz da bu pencereden bakalım. Belki o pencereden manzara daha farklı görünüyordur, kim bilir?
YA BEN YA O!
Bir arkadaşınız size bir ortak arkadaşınız için gelip "ya ben ya o" derse, ne yapacaksınız?
Doğal olarak çoğu kişi karar verirken hangisine yakın olduğuna bakıp öyle seçim yapar. Az bir kısım insan, 'Ne yani seçim yapmak zorunda mıyım?' diye düşünecektir.
Pek çok kişi -doğal olarak- bu durumda bir hasar kontrolü yapacak, ardından kar-zarar hesabına girişecektir. Seçilecek taraf bellidir. Yakın olduğumuz kişi. Yakın olduğumuz kişi de bizi bu seçime zorlayan zatı şahanedir. Yakınlığı dolayısıyla kendinde bu hakkı görmüştür Ben bu durumda doğal olarak bir seçime yönelirim.
İnsanların hayat içinde birileriyle anlaşamaması normaldir. Bu durumda ortak bir arkadaşlarına 'Ben senin seçimlerine saygı duymak zorundayım ama artık şu kişiyle bensiz görüşürsen sevinirim' diyebilirler. Haklarıdır ama 'Ya ben ya o ' dayatmasını bana yapan biri olursa, benim seçimim hemen belli olur. Ben otomatik olarak bana seçim yaptırmayanı seçerim. Çünkü kendi keyfi için beni zorlayanın aksine, bana seçim yaptırmayan, kendi saygınlığının yanı sıra beni de hesaba katmıştır.