• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Onurlu ama saf HAKAN URGANCI

Onurlu ama saf

hakan.urganci@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 14 Mart 2020, 19:42

Bir Japon genci, ABD'den burs kazanır ve orada okumaya gider.

Üniversitede okurken fazla kıyafeti yoktur. Bir gün gömleğinden bir düğme kopar. Genç, kopan düğmesinin yerine bir kola kutusunun açma halkasını koyar. Okulda alay konusu olur. Yine de bir düğme almaz. Mezun olduğunda, alay konusu edilen bu davranışının sebebini açıklar:

Hikayeye göre, bu açıklama, Amerikalıları utandırır:
'Bir düğme yüzünden benimle dalga geçtiniz. Neden bir düğme dikmek yerine benimle dalga geçmenize izin verdiğimi merak ediyorsunuzdur.
Anlatayım. Hiroşima'da halkımı katleden bir ülkeye bir düğme parası bile vermek istemedim. Benim kazandığım paranın tek kuruşunu bile hak etmiyorsunuz. Bu ülkeden bir düğme parası bile harcamadan gideceğim için çok mutluyum!

Evet, görünürde hikaye çok güzel.

Neden? Çok dokunaklı. Bir ezilenin hikayesini ve sonunda zaferini içeriyor.

Duygumuzu yaratan da milliyetçi bir söylem. Güzel de, hikayemiz ne kadar mantıklı?

Halkını katledenlerin ülkesine burslu giden bir genç, peşin peşin o ülkenin kültüründen bir miktar almış olmuyor mu? Ayrıca o ülkeye bir tür borcu oluşmuyor mu? Düğmenin yerine koyduğu şeye bakın! Bir kola kutusu açma halkası: Kola ne demek? Amerika'nın en az özgürlük anıtı kadar simgesi olan bir ürün. Emperyalizmin en tatlı simgesi. Yahu bilinçaltına bu kadar Amerikan reklamı yapılır, şaka gibi! Ayrıca ülkeden düğme parası bile harcamadan giden genç, Amerika'da onca sene taş mı yedi?

Kar suyunu mu içti? Yani bir düğme parasıyla mı kurtuldu onurun? Yani şu hikayeyi Amerikan reklamcıları kurgulasaydı, daha iyisini bulamazlardı.
Sevgili dostlar ben işte bu yüzden hamaseti sevmem. Hassas olduğumuz konuları kullanarak duygumuzdan beslenir, kendi mesajını verir, bize istediği her şeyi yaptırır. Hamaset, bazı şeyleri olduğu gibi değil, istendiği gibi gösteren dev aynasıdır. Allah, aklımızı her durumda kullanmayı nasip etsin.

BİR KÖRLÜK ÇESİDİ
Evrensel bir zihinle bakabilenler için kadın-erkek, iyi-kötü kavramları zamanla bulanıklaşır ve silinmeye başlar. Hayatı gerçekten tanımış olanlar, kesin ve değişmez yargılardan kaçınacak kadar bilgeleşir. Oysa sadece kendi hayatını tanıyanlar her şeye ve herkese ancak kendi tanıdıkları hayat kadar yaklaşabilirler. Bu yüzden sürekli insanları yargılarlar. Bu kişiler ne kadar iyi niyetli olsalar dahi sürekli kafalarını bir yerlere çarparlar.
Zira bu da bir çeşit körlüktür...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.