Dijital yayın kanallarından birinin son yerli yapımlarından Kuş Uçuşu'nu ve dolayısıyla günümüzün kariyer anlayışını masaya yatıralım istiyorum birlikte. Hikaye kabaca şöyle: Türkiye'nin başarıdan başarıya koşan kadın gazeteci-anchorwomen'i olan ve Birce Akalay'ın canlandırdığı Lale Kıran ve Miray Daner tarafından canlandırılan psikopat Z kuşağı stajyer Aslı Tuna arasındaki ölümüne rekabeti izliyoruz.
Deniz Yorulmazer'in ustalıklı yönetimi, hikayenin çok iyi anlatılmasını ve akıcılığını sağlamış ki, yapımın en başarılı yönü de bu.
Senaryo, bir dönemin popüler dizisi 'Ufak Tefek Cinayetler' yazarı Meriç Acemi'ye emanet edilmiş ki benim de başarılı bulduğum bu dizi, Kuş Uçuşu'na başlamamda referans oldu.
Zaten en büyük hata da bu kısımda, yani senaryoda.
Psikopat karakterimizin çevirdiği onlarca entrikanın her seferinde kusursuz şekilde başarılı olması başta olmak üzere hikayede pek çok mantık dışı öge var.
ALDATMA MAHARETİ
Oyunculuklar iyi diyebiliriz. Miray Daner haricinde...
Daner, Aslı'nın kötülüğü ve kıskançlığını kusursuz şekilde resmederken insanları kandırabilen manipulatif yönünü sergilemekte son derece yetersiz kalıyor.
Oysa gerçek psikopatlar bu aldatma işinde çok mahir olurlar. Kendi başlarına ne kadar karanlık görünseler de insanların yanında ışıldar, onları iyi hissettirebilirler ve dolandırıcıların büyüsünü de bu yetenekleri onlara kazandırır.
Oysa Aslı, insanları kandırırken de son derece sevimsiz ve plastik bir gülümseme takınıyor. Siz de kendi kendinize soruyorsunuz; bu karakterler bu kadar salak mı?
SİYAH VE BEYAZ
Senaryoda karakterlerin çok siyah beyaz çizilmiş olması da öykünün ayrı bir zaafı. Lale ne kadar beyaz ise, Aslı o kadar siyah!
Gerçek hayatta rastlanmayacak bir denge bu. Ancak 1950'lerin sinemasına dair romantik bir öge.
Beyazlar daha beyaz, kötüler dibin kara! Lale hem mesleğinde hem meslek etiğinde kusursuz, bir o kadar da bilge.
Tokat atana öteki yanağını çevirebilecek bir karakter iken Aslı- yem veren eli bile ısırabilecek kadar aç ve saldırgan. Ha olur mu, olur. Ama nasıl olur? Bize karakterlerin geçmişini öyle bir verirsin ki, bu insanların bugünkü halinin motivasyon kaynağını sindirebiliriz.
Aslı'nın kötülüğünün ve Lale'nin iyiliğinin kaynağına inmeniz gerek ki senaryo bu işle uğraşmıyor. Belki gelecek sezonda olur diye umuyoruz.
POPÜLERLİK VE HAK ETMEK
Kuş Uçuşu, meslek etiğinin yerle bir olması, internet kuşağının henüz hazır olmadan önemli koltuklara kuş uçuşu konması, felsefesi oturmamış ham bilginin iktidara gelmesi gibi hayati konulara yüzeysel bir şekilde değinip geçiyor.
Evet, aslında ana tema doğru.
Görünür olmanın, popüler olmanın hak etmekten daha hızlı şekilde sizi yukarı taşıdığı bir çağdayız. Artık başarılı bir avukat, doktor falan olmak yetmiyor. İyi yaşamak için popüler kültürün desteğine ihtiyaç duyuyorsunuz.
Pop star ya da top model gibi pozlar vermeyen bir doktor, estetisyen ya da avukat istediği yere gelemiyor.
Yani uzmanlığın öldüğü, popülerliğin zirvede olduğu günler yaşıyoruz.
Bu da ne yazık ki mesleklerdeki toplam kaliteyi hızla öldürüyor.
Dizinin de işaret ettiği üzere, ahlak gözetmezsen zirveye çıkmanın kolay, kalmanın zor olduğu zamanları yaşıyoruz.
Allah hepimize kolaylık, hak edilmiş pozisyonlar ve adalet versin.