Kahkaha ve ilişki yaşı
Kadınlar güldükleri adamlardan hoşlanırlar derler ama o iş tam olarak öyle değildir.
Kadınlar hoşlandıkları adama gülerler.
Kadın dünyasında -alay etmek haricinde- bir adamın esprilerine gülmek bir iltifattır. Yani adamın şakası üretimdir, kadının kahkahası ücret. Adama kendini iyi hissettirmek için gülerler. Espriden çok adamın özellikleri önemlidir.
Kadınlar için şakaya gülmenin üç aşaması vardır.
Eğer flört aşamasında ise abartılı bir kahkaha atılır.
Eğer ilişkinin olgun dönemlerindeyse şakanın kalitesine göre gülünür. Esprinin hakkı verilir.
Eğer ilişki eskidi ise ve kadının adama hayranlığı bitmişse espri sert şekilde sorgulanır.
-Komik mi bu şimdi?
-Ne bu ergen esprileri?
Hayır yani komikse gülelim.
Hani ağacın halkalarından yaşı hesaplanabiliyor ya... Siz de şakanıza gülünme tarzından ilişkinizin yaşını anlayabilirsiniz.
ŞÖHRET VE NEFRET
Şöhret ve nefret aynı kumaştan dikilmiş iki elbisedir. Hayranlık biraz da nefret ateşiyle beslenir.
İnsanlar sevdikleri şeylerden bir konuşuyorlarsa nefret ettikleri şeylerden üç konuşabilirler.
Yarışma programı yapılır, herkesin sevdiği aday değil, birbiriyle kavga eden iki adaydan biri galip gelir.
Çünkü taraftarlık da şöhreti besler.
Herkesin düzgün biri olarak tanımladığı biri popüler olamaz. Şöhretin kaynağı asla takdir olmamıştır çünkü.
Takdir duygusu alevli bir duygu değildir ki şöhret ateşini yaksın.
Onca aklı başında, kavramsal video yaparım, takipçi sayısı ve beğeni oranı yüzlü sayılarda durur.
Biraz halk dilinde esprili bir video yapılınca iş değişir. Çünkü insanlara gördün mü diye ayar verebileceğiniz bir gereç üretilmiştir. Bu gereci kullanmak İÇİN video öyle paylaşılır Kİ sayı binlere ulaşır. Takipçi yağar.
Ama bu videodaki halk dili ve taraftarlık duygusu yüzünden hakaret de yağar. Biz neyin popüler olacağını bilir de her zaman uygulamayız çünkü her yaratılış seviyesi ne yoğun hayranlığı ne de yakıcı düşmanlığı kaldırabilir.
Hani pek çok şeyin bedeli var ya...
Şöhret de öyledir. Düşmanlık, sevdiğin kişinin çevresi gibidir. Paketin içinde ücretsiz gelir. Hayranlık isteyen, beraberinde linci de kabul edecek.
İSTEMEK BEDAVA VEREN VAR MI?
Çeşme'de yazlık kiraları uçunca bu yıl hemen herkes evini kiraya vermek istedi. Ne de olsa hiçbir yatırım aracı bu kadar getirmiyor.
İyi de arz bu kadar artınca ister istemez evler boş kaldı, her şey iki katına çıkarken yazlık kiraları da geçen yılın altına düştü.
Bir şeyin fiyatı aşırı yüksek geldiğinde bir dostum der ki;
Evet bu fiyatı istemeye istiyorlar da bakalım verem var mı? Ne de olsa istemesi bedava...
İnsan ilişkilerinde de böyledir.
İnsan kendinin değerli olduğunu bilecek ama tam ederi, alıcının biçtiği değere göre hesaplanır.
Hem akıllı hem güzel hem kariyer sahibi hem ahlaklı hem popüler istiyorsun.
İstiyorsun da istiyorsun ama aynaya baktın mı? Bakalım bütün bu taleplerine karşılık sen masaya ne koyuyorsun?
Tamam insan kendi değerini kendi belirler sözüne inanıyorsun ve ona göre bir değer biçtin kendine.
Biçtin de bakalım veren var mı?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.