Kabul etmesi zor olsa da birilerinin amca diyebileceği bir yaştayım artık ama ruh yaşlanmıyor hep taze kalıyor. Allahtan amca diyen pek yok ama zaman zaman sinirlendirmek için dayı diye yorum atan zıpır delikanlılar oluyor.
Niye mi sinirlendirmek isteniyor dayı deyince? İşte bu da bu kültürel yazımızın konusu...
Evet, ben bir dayıyım amca değil, çünkü sadece kız kardeşim ve onun çocuğu var. Buraya kadar sorun yok.
Yani kan bağıyla dayı olmakta sorun görmüyorum. Sorun, tanımadığın biri sana dayı dediğinde başlıyor.
İlginç şekilde aralarında akrabalık olarak önemli bir fark olmasa da amca ile dayı farklı işte!
Örneğin amca baba yarısıdır diye söz var da dayı annenin üçte ikisidir yok mesela..
Toplumda amca da dayı da benzer yaşta iki kişiyi tarif eder. Ama nedense amca saygı uyandıran, zararsız yaşlılara denir.
Dayı denince düşük kültür seviyesinde, biraz çıkarcı, kaba saba, farkındalığı düşük kişi kastedilir.
Amcalar hoşgörülür, dayıya hafif yollu sövülür.
"Yürüsene amca!" diyeni duymazsınız mesela ama "yürü dayı!" diyene çok rastlarsınız.
Bu amcaya yapılan pozitif ayrımcılık sizce nereden gelir?
Kabadayı sözcüğünün kötü çağrışımından mı, yoksa kadın akrabası olan dayı yüzünden yine kadına yapılan dolaylı bir ötekileştirmeden mi? Sahi siz ne düşünüyorsunuz?
EMPATİ SENSÖRÜ
Biri sinirinize dokunuyor. Sizi rahatsız ediyor. Birlikte olduğunuz kişi de sizi rahatsız eden kişiyle ilgili görüşünüzü takıntılı ve gereksiz buluyor.
Ne var ki yani, sen takılma ona diyor.
Neden rahatsız oldun ki diye soruyor.
Sonuçta insanları olduğu gibi kabul etmeliymişsiniz.
Tamam insanları olduğu gibi kabul edelim de biz de insan kategorisine girmiyor muyuz? ' O halde biz niye olduğumuz gibi kabul edilmiyoruz?
Empati güzel şey de insan empatisine park sensörü taktırmalı. Yani empati kurmaya önce en yakınından başlamalı.
Hani Erol Büyükburç 'Ben Erol Büyükburç'um, en çok bana söz vereceksiniz!" diye bağırmıştı ya programda... Aynı öyle bağırmak istiyor insan. "Ben sevgiliyimmm! En çok benimle empati kuracaksın, en çok benimle!"