Hakan Urgancı

Tasavvuf, aşk ve gözlemci etkisi

Thomas Young'ın çift yarık deneyi, foton ve elektron gibi parçacıkların sahip olduğu dalga-parçacık ikiliğini anlatır. Deneye göre parçacıklar, tek yarıkta parçacık, çift yarıkta dalga gibi davranıyor. Bütün sorun, parçacıkların çift yarıklı bir düzenekte, hangi yarıktan geçtiğini bulmaya çalıştığımızda çıkıyor.
Çift yarıklı düzeneğimize bir dedektör koyup parçacığın geçtiği yarığı bulmak istediğimizde, parçacık, dalga davranışını bırakıp parçacık davranışına geçiyor.
Bu durum dedektörün yarattığı etki yüzünden gözlemci etkisi veya gözlemci problemi olarak biliniyor. Yani gözlem yapıldığında, parçacığın durumu kesin bir değere sahip olur ve bu da tüm olası durumların birleştiği dalga fonksiyonunun çökmesine yol açar. Aslında parçacık, dedektör altında davranışını değiştirmiyor, biz parçacıkla etkileşime giriyoruz ve parçacığın sahip olduğu süperpozisyon durumunu yıkıyoruz.
Süperpozisyon ise, aslında çoğumuzun Schrödinger'in kedisi olarak bildiğimiz düşünce deneyiyle anlatılıyor. Kutuyu açıp bakmadığımız sürece kedi, ne ölü, ne canlı durumdadır. Kutunun açılması bu süperpozisyon halini yıkar. Kutu açılıp bakıldığında kedi, artık ya ölü ya da canlıdır. Aynı şekilde, bir kuantum parçacık kimse ona bakmıyorken her yerdedir. Dedektör parçacığın her yerde olma durumunu sonlandırır çünkü artık parçacığa bakan bir şey var olmuş olur.

LEYLA İLE MECNUN
Şimdi kuantum fiziğini bir yana bırakıp kadim öykülerimize bakalım... Leyla ile Mecnun'un aşkı zamanın sultanının taaa kulağına kadar gitmiş. Mecnun'un uğruna çöllere düştüğü Leyla kim ola ki?
Sultan artık merakından yerinde duramaz olmuş "Derhal Leyla'yı bulun bana getirin" diye emir vermiş etrafına. "Bu ne menem bir kızdır ki güzelliğinden Mecnun aşk ateşi ile avare avare çöllerde gezer" Leyla'yı bulup sultanın huzuruna çıkarmışlar.
Leyla; senin benim gibi bir insan. Ne öyle ahım şahım bir güzelliği var, ne de alımı çalımı. Kara kuru bir kız... Duruma şaşıran sultan Mecnun'u bulup getirmelerini emretmiş. Sultan, huzuruna duran Mecnun'a sorar: "Bunca avareliğin, bu kız için mi?" Mecnun cevap verir;
"Sultanım siz o'nu benim gözümden gördünüz mü hiç!" İlginçtir ki bu öyküde de aslında gözlemci etkisini görüyoruz.
Leyla'nın güzelliği, Mecnun'un gözünde 'süperpoze' hale gelmekte, ya da 'çökmektedir.' Yani Leyla'nın güzelliği on para etmemektedir şu Mecnun'daki aşk olmasa... Tasavvuf öğretisindeki yaratılış mantığı da 'Tanrı güzelliğini görecek bir göz, sevecek bir gönül dileyip' insanı yaratmamış mıdır? İşte tasavvuf ile kuantum fiziğinin birleştiği noktalardan biri...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.