Hüseyin Kocabıyık

Bozulma tarihinden anekdotlar

Çarşamba günü ülkemizdeki medyadaki bozulmadan söz ettik. Doğan Grubu'nun şu an da düştüğü durumun son 30 yıllık bozulmanın sonucu olduğunu tespit ettik. Bugün bu bozulma tarihinin insan davranışlarına yansıyan somut olaylarını yazacağım.
Olay bir: 80'li yılların ortalarından itibaren Türkiye yeni bir Türkiye olmuştu. Kapitalist ilişkiler hızla ekonomik ve toplumsal bünyemize egemen olmaya başladı. Bu değişime en hızlı uyum gösteren sektörlerin başında medya geliyordu.
Bu uyum ve gelişme, bazı alanlarda çok pozitif değerler kattı medyaya. Teknolojisini yeniledi. Kadrolarını zenginleştirdi. Halka daha kaliteli bir gazete sunmak mümkün oldu. Allah var, devlette durmadan teşviklerle destekledi medyayı. Çünkü, Özal güçlü bir medyanın güçlü bir demokrasi demek olduğunu biliyordu. Ama 90'lı yılların başında iş öyle bir noktaya geldi ki, gazeteler gazete olmaktan çıktı, birer ticarethaneye dönüştü. Nitekim iki büyük gazeteden biri olan gazetenin genel yayın müdürü, kamuoyundan gelen bazı eleştirilere şu tarihi cevabı verdi ki, bu cevap medyanın çürüme tarihini tek başına özetleyecek kadar önemlidir: "Ne gazeteciliği kardeşim! Buraya bir dükkan açtık ve ticaret yapıyor, para kazanıyoruz."
Patronu ilk satan ve gemiyi ilk terk eden de bu "büyük lafı" söyleyen arkadaştı işte.
***
Olay iki: 28 Şubat'ın en civcivli günleridir. Türkiye'nin en büyük iki gazetesinden birisinin patronu üzerinde, ağır bir asker baskısı vardır. Patronu bazı yazarların işine son vermesi ve hükümete yıkıcı darbeler vurması konusunda durmadan uyarıyorlardı bazı generaller. Bu iş içinde aracı olarak patronun en yakın yöneticilerini kullanıyorlardı.
Patronun çevresindeki "mutlu" adamlar da, askerler gibi düşünüyordu üstelik. Ama patron demokrat adamdı ve içine sinmiyordu kendisine telkin edilenler. Ve sonunda çevresindeki "mutlu "adamlar patronu ikna için ne yaptılar biliyor musunuz? Sokaktan buldukları bir adama albay elbisesi giydirdiler ve bu sahte subayı Genelkurmay Başkanı'nın özel mesajını getiren kişi olarak patronun karşısına çıkardılar. Patronu ancak bu hileyle çözebildiler ki, Türk demokrasinin en güçlü kurumu olan o gazetenin ve Türk basın sektörünün en düzgün adamı o patronun zevali işte orada başlamıştır.
***
Olay üç: Yıl 1995 seçimleri. Tansu Çiller Türkiye'yi Gümrük Birliği'ne sokmuş. "Bu kadın bu gidişle 20 yıl başbakanlığı bırakmaz" diyen Demirel ve taifesi, DYP'yi baltalamaya başladılar. Cindoruk ve bir grup milletvekili önce DYP azınlık hükümetine ret oyu verdiler, sonra da partiden ayrılarak DTP'yi kurdular.
Çiller'in ortağı Baykal da benzer endişelere kapıldı ve Türkiye seçime gitmek zorunda kaldı. Seçime gidilen süreçte Çiller arkasına aldığı değişim rüzgarlarıyla ve terörle mücadelede gösterdiği kesin başarıyla belirgin farkla önde görünüyordu.
Ancak güçlü bir ANAP vardı ve merkez sağ seçmen RP'nin karşısında güçlü olan partiyi desteklemek eğilimindeydi. Bütün araştırmalar DYP'nin 5 puanlık bir farkla ipi göğüsleyeceğini gösteriyordu. Ancak o arada bir şeyler oldu ve Hürriyet Gazetesi birden bire anti-Çiller bir "mod"a geçti.
Ardı ardına masabaşı hazırlanmış araştırmalar yayınlamaya başlamışlardı. Bu uyduruk araştırmalar ANAP'ı önde gösteriyordu. Sonuçta 24 Aralık 1995'te yapılan seçimlerde RP birinci parti oldu, DYP ve ANAP ise eşit oy aldılar. En iyi arkadaşı Enis Batur'un "adı geçince bende tiksinti duygusu uyanıyor" dediği Hürriyet'in genel yayın yönetmeni yıllar sonra, "Çok pişmanım, yaptığım en büyük hataydı" demiştir. Oysa sadece bir hata mı idi yaptığı? 28 Şubat o seçim sonucunun ortaya çıkardığı siyasi tablodan çıkmamış mıydı? İrtica paranoyalarını o seçim sonuçları beslememiş miydi?
Yazacak o kadar çok şey var ki, neylersiniz ki yerim dar.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.