Haydi bakalım Savcı Bey...
Okuyalım:
"Alevilerden sana hayır yok, başka kapıya Başbakan!" sözü, CHP'nin kapatılmasını gerektirecek kadar ağır ve suç niteliği taşıyan bir söz.
Baykal, bu söz ile laiklik prensibini alenen ve tahrik edici bir şekilde çiğniyor.
Bu sözün ne kadar ağır bir laiklik karşıtı suç oluşturduğunu, "Alevilik" yerine, "Sünnilik" kelimesini yerleştirince daha kolay anlamak mümkün.
"Sünnilerden sana hayır yok, başka kapıya Baykal" cümlesini, Başbakan'ın ağzından duysak ne olurdu?
Kutsal din duygusu, bu kadar açık başka nasıl siyasete alet edilir?
CHP, bir inanç grubunu arka bahçesi olarak görüyor. Din üzerinden siyaset yapıyor."
+++
Mümtaz Hoca'nın bu tespitine her namuslu hukuk adamı katılacaktır.
Çünkü, hukukun birden çok standardı yoktur.
Hukuk, adamına göre, partisine göre harekete geçmez.
Ya da hakimine göre, savcısına göre, onların kişisel mülahazalarına göre işlemez.
Anayasa ve yasalar orada duruyor.
Eylemler ile yasalar arasında bir çelişki varsa, hukuk gereğini yapar.
Peki bizde böyle işlemiyor mu sistem?
Kör topal işliyor...
Allah onlardan razı olsun, tüm eksikliklerine rağmen Yargıtayımız ve alt mahkemeler çalışıyor.
Ancak, mesela Yargıtay Başsavcılığı benim ve bu ülkenin milyonlarca insanının kafasında güven aşınmasına uğramış bir kurum.
Oysa devlet ve hukuk sistemimizde çok önemli bir makam.
Saygınlığının ve kararlarının tartışılmaması gereken bir yer.
***
Oysa Başsavcı Abdurrahman Yalçınkaya, göreve geldiği günden bu yana o makamın ağırlığıyla mütenasip bir profil sergilemedi, şimdi de sergilemiyor.
Halkın yarısının oyunu almış bir parti hakkında kolayca dava açarken, daha gerçek ve vahim suçlar işleyen bir başka partinin eylemlerini görmezden geliyor.
Başsavcı eğer Anayasa'ya uygun kararlar veriyor olsaydı, CHP hakkında şimdiye kadar on kere dava açması gerekirdi.
Hem Anayasa'nın ikinci maddesinde belirtilen devletin temel niteliklerinden, "demokratik"liğe karşı eylemlerin odağı olduğu için hem de "laikliğe" karşı eylemlerin odağı olduğu için...
Ama Başsavcı, çok ilginç bir biçimde susuyor.
Bilmiyorum ki, kendisine daktilo ile yazılmış "istenç"li iddianame taslaklarının gelmesini mi bekliyor?
***
Söylemek istediğim şudur:
Bu ülkenin hukukçuları artık CHP'yi, "rejimin sütlü keçisinin oğlağı" olarak görmekten vazgeçmeli ve Anayasa ve yasalar ne diyorsa onu yapmalıdırlar.
Türk milletinin Kurban Bayramı'nı içten duygularla tebrik ederim.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.