Aydın Menderes, bu ülkenin sayısı çok azalmış büyük bilgelerindendir. Özel durumuna rağmen gününün büyük kısmını okuyarak, araştırarak ve yazarak geçiren Aydın Menderes'ten hepimiz her zaman çok şeyler öğreniyoruz.
Zihnime çivilenmiş olan şu sözü yıllar önce ondan duydum:
"Bu beğenmedikleri siyasetçiler hiçbir şey yapmadılarsa bile, bu ülkeye güçlü bir Ordu kazandırdılar."
Bu sözü söyleyen kişi Ordumuzun kıymetini bilen ve Orduya laf söyletmeyen Aydın Menderes'tir. Ancak her zaman korumaya ve kollamaya mecbur olduğumuz bu kurum, o derece ahmakça işlerin yapıldığı bir kurum haline geldi ki, artık ne diyeceğimizi bilemiyoruz.
Biz vergilerimizle oluşturduğumuz milli bütçemizin koca bir bölümünü Ordumuz güçlü olsun diye verelim, o Ordu kendi halkına karşı otursun savaş planları yapsın, olacak iş mi bu?
İzliyorum, bu Ordunun Genelkurmay Başkanı ortaya çıkan belgelerden sonra iki aydır kamuoyu önüne çıkamıyor. Mahcubiyetten olduğu çok açık. Halkımızın Ordumuzu sevmesi, ona herhangi bir yanlış işi yakıştırmaması çok güzel.
İyi ama ortaya çıkan ve Ordu karargahında hazırlandığı açığa çıkan psikolojik savaş planlarını ne yapacağız? O sevgi adına görmezden mi geleceğiz bunları? Böyle düşünenlere sadece bir şeyi hatırlatmak isterim:
O planların süngüsü bir gün gelir evinizde en masum halinizde otururken size de batar. Bu bütün dünyada böyle olmuştur ve o nedenle en çağdaş ülkelerde ordu en sıkı kontrol edilen kurumdur.
***
Bir ordu düşünün, yıllarca işi gücü bırakmış kendi halkına karşı planlar hazırlamış. Gazetelere "irtica tehlikesi" olduğu algısını güçlendirecek sahte haberler servis etmiş. Bunların hepsi ortaya çıktı. Bununla da yetinilmemiş Genelkurmaya bağlı 50'nin üzerinde internet sitesi kurulmuş ve buradan sahte haberler üretilmiş. Ben Nazlı Ilıcak'ın 3 gün önceki makalesinden aldım, işte bu sitelerden bazıları ve içerikleri:
İrtica.org
"Menemen olayını unutmayın", "Kara çarşaflı kırtasiye seti", "Harem-Selamlık panel", "Kurban derileri tarikatlara gitti", "Ben Müslümanım, elinizi tutamam" (22 Ocak 2007).
"Ak Parti'nin türban planı" "Ak Partili vekilin yeşil devrim özlemi", "Ak Parti panelinde Atatürk'e ağır hakaret" (5 Mart 2007).
"Ak Partililerden türban adımı", "Ak Parti'de kadına yer yok", "Adaletsiz Kadrolaşma Partisi", "Öğrenci Meclisi'ne bu yıl da İmam Hatipli" (17 Nisan 2007).
"Türkiye'de siyasal İslam güçleniyor" (18 Nisan 2007).
"Ak Partililer: Plajda mayo ile dolaşmak günah" (23 Ağustos 2007).
"Ak Partili belediyeden kadın dövme rehberi" (2 Ekim 2007).
İrtica.net
"Türkiye ılımlı İslam'a doğru", "Ak Parti iktidarı: Cumhuriyetçi demokrasiden, dinci oligarşiye" (13 Ağustos 2007).
"Başbakanlık, Özürlüler Şurası'nda, tarikat amblemini tercih etti" (23 Kasım 2007).
"Metrobüsten sonra harembüs", "Laiklik sizlere ömür", "Türban liseye kadar indi", "Ak Parti yumuşakça İslamlaştırıyor" (23 Aralık 2007).
***
Sevgili okuyucular, bizler, bu ülkenin Ordusunu seven, vatanını seven insanları yıllardır "koskoca Türk ordusu bir terörist örgütün hakkından niye gelemedi?" diye düşünür dururuz ya, işte cevabı yukarıda ve Ergenekon davasının içinde.
Kendi halkını düşman gören, ona karşı psikolojik savaş metodları kullanan bir Ordu, yaptığı her işte başarısız olmaya mahkumdur.
Okuyuculardan bir ricam var: Benim yazdıklarıma inanmayın, girin google'la ve Genelkurmay karargahında hazırlanan ve her biri korkunç planlar içeren belgelere bir göz atın.
Cunta belasına bulaşmış askerlerin bizim vergilerimize ve duygularımıza nasıl ihanet ettiklerini görün.
Şimdi bir tek umut barındırıyorum içimde. Bu Ordunun Anayasa'ya bağlı komutanlarının yargıyla ele ele verip bu içlerindeki pisliği temizlemeleri.
Öyle "cadı avı yapmayız" laflarını filan da bir kalemde geçecekler tabii.