Bir eski Maocu ile bir 9 Martçı'nın (senkronize) çalışmaları
***
Diğerinin adı Cengiz Çandar. Hep saygı duydum ona. İyi bir analizcidir. Ancak Kürt meselesi onu da bir kurt adama dönüştürmüş. Savruldukça savruluyor. Gün geliyor "Ermeniler olmazsa İstanbul olmazdı" diyor, gün geliyor PKK'nın dayatmalarının gönüllü borazanlığını yapıyor. Açık yazacağım, bu kadar senkronize bir iğrençlik ya bir görevlendirme ile yapılabilir ya da bir çıkar karşılığı. Diğeri Kandil'de "sevimli PKK" imajı oluşturmaya çalışıyor, beriki ise düz ovada, TESEV'de, raporlama yapıyor. Neyi yazıyor raporda? Kelimesi kelimesine PKK'nın silah zoruyla dayattığı siyasi talepleri. Üstelik hazırladığı rapor, rapor tekniği açısından beş para etmez. İçi çelişkilerle dolu. Kürt sorununun nasıl çözüleceğine cevap arayan bir raporda "Türkler ne düşünüyor?" diye bir problematik olmaz mı? Bu iki gazeteci belli ki Apo'nun serbest bırakılmasına dönük bir ihale almışlar. Çünkü hem dağda hem de ovada çalışan iki kafadar lafı oraya getiriyor. TESEV raporunda şu paragrafı görünce malum raporu ait olduğu yere, çöpe attım. Söylenen şu:
"Anadilde eğitim dahil, Kürtlerin bütün kimlik haklarını tanıyın, demokratik özerkliği, eyalet meclislerini kurun, Öcalan ve dağdakiler ne olacak sorularına cevap getirmedikçe isyanı bitiremezsiniz; yani Kürt sorununu çözemezsiniz."
Yani ne deniyor? Kürt sorunu eşittir Öcalan'ı kurtarmak!
***
Bu iki amaçdaştan birisi dağda diğeri ovada PKK muhipliği, daha da ötesi, PKK acenteliği yapıyorlar. Bizim SABAH'ın ve hatta Türkiye'nin en liberal yazarlarından birisi olan Emre Aköz'ün bile midesi kaldırmadı bu kadarını.
Bakalım ne çıkacak bu işin altından.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.