Farkında mısınız bilmem, Kürt meselesi olmasa bu günlerde gündemimizi yerli otomobil ve yerli uçak tartışması belirleyecekti. Başbakan Erdoğan bir süredir bu konularda toplumda bir heyecan dalgası yaratmaya çalışıyor. Fakat ilginçtir bu ülkede Türklerin otomobil veya uçak yapmasına pekiyi gözle bakmayan çevreler var. Ama Başbakan ısrarından vazgeçmiyor ve durmadan babayiğitler arıyor. Vizyon sahibi bir siyasetçinin istediği takdirde başarı süreçlerini nasıl başlattığını bu tartışma vesilesiyle görüyoruz.
***
Aslında Kennedy örneği bir siyasetçinin vizyonunun bir toplumun kaderini nasıl etkileyebildiğini gösteren çok etkileyici bir örnek. 1950'li yılların başında Kennedy Amerikalı bilim adamlarına ve bürokratlara şu talimatı verdi: "On yıl içinde Amerika'yı aya çıkaracak aracı yapın."
O talimatın sonucudur ki ilk uzay aracı Apollo 11 1969'da ABD'yi aya taşıdı. Ama bundan daha önemlisi o çalışmalar esnasında dünyayı değiştiren, hayat tarzımızı yeniden dizayn eden buluşlar yapıldı. Mesela internet bunlardan birisi. Fiber optik kablo bir diğeri. Mutfaklarımızın vazgeçilmezi teflon tavanın bile bu arada keşfedildiği söylenir.
***
Ben şahsen Başbakan Erdoğan'ın yerli otomobil, yerli uçak için sergilediği çabaları ilgiyle izliyorum. Tabii bu arada içimizdeki İrlandalıların bu çabaları boşa çıkarmak için ne kadar yaratıcı olduklarını da aynı ilgiyle izliyorum. Bu beylerin anlamadıkları şey eski Türkiye'nin eskide kaldığı gerçeği.
Oysa ekonomisi küresel ölçeklere kavuşmuş bir ülkenin kendisine böyle yeni hedefler koyması kaçınılmaz. İyi bir siyasi önderlik, biraz vatanseverlik, biraz hayal gücü bizi üç beş sene sonra kendi yerli markalarımızın sahibi yapabilir.
Yalnız bu işle ilgilenen herkes lütfen Sabah yazarı Emre Aköz'ün konuyla ilgili dünkü yazısını okusun.
Hayallerimizi gerçekleştirebiliriz ama yanlış yerden başlamamalıyız.