En başta Leyla Zana gibi kışkırtıcı militanların "ayrı devlet" taleplerine "referandum" isteklerine verilemeyecek bir cevabımızın olmadığı sanılmasın. Türk milleti gerekirse oturur referandumu da, plebisiti de, başka yöntemleri de tartışır. Biz olgun ve zihinsel gelişimini tamamlamış uygar bir toplumuz. Ben şimdi oturup Leyla Zana gibi bir cahile referandumla plebisit arasındaki hukuki farkları anlatacak değilim, aslında en iyisi bunları ciddiye almamak. Çünkü söylediklerini şüphesiz bir ihanet bilinciyle ve tamamen bir tahrik diliyle söylüyorlar, ancak mesela ben Leyla Zana'nın bir kez bile eline kalemi kağıdı alıp "Ayrılma amaçlı bir referandum yapsak acaba sonuç ne yönde çıkar" diye bir hesap kitap yaptığını sanmıyorum. Bu tipler bir davaya kendilerini adarlar, oradan bir kimlik devşirirler. Davaları artık dinleridir, kör bir inançla her türlü iddiayı cesurca dile getirebilirler. Mesela Leyla Zana bir Kürtçü olmasaydı ondan ne olurdu? Hiçbir şey!
***
Bir an için Leyla Zana'nın arzu ettiği referandumun yapıldığını düşünelim: Benim çok beğendiğim ve Kürt meselesine ve başka memleket meselelerine getirdiği özgün bakış açısıyla oryantalist liberallerden her vakit özenle ayırdığım Bugün Gazetesi yazarı Gülay Göktürk, 31 Aralık tarihli yazısında referandum sonucunu gerçek veriler üzerinden ortaya koyuyor. İşte onun satırları:
"...BDP'nin Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki oy ortalaması yüzde 23-24'ü ancak buluyor. Yani bölgede yaşayan 4 Kürt'ten sadece 1'i BDP'ye oy veriyor.
Kaldı ki BDP'ye oy verenlerin yüzde kaçının "ayrı devlet istediği" ise ayrı bir soru. Bizim elimizde bu soruya da üç aşağı beş yukarı cevap verebilecek bir araştırma var: Bilgesam adlı araştırma kuruluşunun daha üç ay önce Türkiye'nin değişik illerinde 7 bin kişiyle görüşerek yaptığı son araştırmaya göre BDP'ye oy verdiğini söyleyenlerin yüzde 60'ı bırakın ayrı devleti, 'özerklik talebini' bile desteklemiyor. Kürt-Zazalarda bu oran yüzde 78'in üstüne çıkıyor. Demek ki bölgenin özerkliğini savunanların oranı, sadece bölge nüfusunun yüzde 23'ünün yüzde 40'ı, yani yüzde 9.2'si...
Ehh, soru bir de "ayrı devlet" diye sorulduğunda bu oranın nerelere düşeceğini varın siz hesap edin... Belki yüzde 5'e, belki yüzde 2-3'lere..."
***
Leyla Zana ve onun gibi etnik zihin fesadına uğramış militanların şu yukarıdaki tabloyu, rakamları, Kürtlerin hissiyatlarını zerre kadar düşündüklerini sanmıyorum. Onlar militan, onlar kesin inançlılar. Onların kendilerine göre bir hedefi var, o hedefin içerisinde halk yok. Onlar kendileri için bir "cemahiriye", hükümranlıklarını sürdürecekleri bir kurtarılmış bölge istiyorlar. Bu taleplerde bulunanlar iyi niyetli ve akıllı insanlar olsalar, mesela şu ihtimali düşünürler: Türklerin bir gün sabrı tükenir ve "Siz etnik bir bölünme mi istiyorsunuz? Bizimle yaşamak istemiyor musunuz? Referandum filan değil, doğrudan doğruya plebisit yapalım. Ayrılma sonucu çıkarsa, madem bu etnik bir bölünme, batıdaki Kürtler doğuya, doğudaki Türkler batıya, hadi bakalım!" derlerse ne olacak? Ne olacağını şu boyundan büyük kışkırtıcı lafları edenler hiç düşündü mü acaba? Böyle bir bölünme olursa, bin yıllık kardeşliğin yerini etnik milliyetçilik alırsa, Egeli bir Türk etrafında bir tek Kürt'ü görmek ister mi?
Yeni bir yıla girdik ve muhatabımız Mehdi Zana'nın karısı Leyla, düşünebiliyor musunuz düştüğümüz durumu?