• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
HÜSEYİN KOCABIYIK

Tesadüflerin dünyası

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 18 Şubat 2012, 19:38
ABD eski Başkanı Jimmy Carter'in UlusaL Güvenlik Danışmanı Zbigniew Brzezinski bütün dünya tarafından önemsenen ciddi bir adamdır. Ben de Brzeinski'yi takip etmeye başladığım ilk günden bu yana ilgiyle izler ve önemserim. Bir dönem ABD'nin küresel politikalarına yön verdiğini ise bilmeyen yoktur. Bu önemli adam geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklama ile, teferruatlı senaryolar yazdıran pek çok olayın aslında tesadüflerin eseri olduğunu öğretiyordu bize. Bu açıklamayı yeni kitabı "Stratejik Vizyon"un tanıtım toplantısında yapıyor.
Önce Brzeinski'yi dinleyelim:
"1980 yılında bir nükleer savaşın çıkmasına dakikalar kaldığı doğrudur. Aslında bu olay hakkında ilk ipuçlarını o dönemde benimle birlikte Ulusal Güvenlik Konseyi'nde çalışan ve daha sonra Savunma Bakanı olan Robert Gates vermişti. Yaşanan hadisenin ayrıntılarına girmeden o yıllarda dünyanın yok edilmesine sayılı, belki de 5 dakika kaldığını ben de bugün doğruluyorum.
ABD'de NORAD (North America Air Defense) otomatik uyarı sistemi daha yeni çalıştırılmıştı. Gecenin bir vaktinde NORAD, Sovyet Rusya'nın bize karşı aynı anda 220 balistik füze ateşlediğini gösterdi. Acilen karşı saldırı için Başkan Carter'dan izin alınması gerekiyordu. Başkanı uyandırmaya hazırlandığım sırada son anda Pentagon'dan yanlış alarm haberi geldi. NORAD'a bir gün önceki tatbikat sırasında simülasyon programı yüklendiği, silinmediği ve bu nedenle yanlış alarm verdiği anlaşıldı. O gece kazara füzeleri ateşleseydik birkaç saat içerisinde Rusya'da ardından ABD'de yaklaşık 85 milyon insan yok olacaktı. Dünyada geride kalan insanların büyük bölümü de radyasyon ve başlayacak nükleer kışın etkisiyle hayatlarını kaybedecekti."
***
Evet, tamı tamına 85 milyon kişi hayatını kaybedecekmiş bu aptalca hata ortaya çıkmasaymış, ne kadar korkunç bir tablo bu. Bu olayın bize öğrettiği bir gerçek var: Çoğu kez arkasında büyük planlar, büyük stratejiler, büyük organizasyonlar gördüğümüz ve haklarında akıl gücünü aşan komplo teorileri ürettiğimiz pek çok olay aslında böylesine tesadüflerin, aptalca hataların, ihmallerin ürünüdür. O nedenle, önümüze çıkan çetrefilli ve spekülasyona müsait olayları komplo teorilerinin insanı baştan çıkaran cazibesine teslim olmadan soğukkanlı bir biçimde değerlendirmek en doğru yöntem. Basit bir hata karşımıza insanlığın sonunu getirecek bir tehlikeyi getirebilmekte. Basit bir hatanın yarattığı bir olay ama korkunç sonuçlar.
***
Mesela son MİT-savcı tartışmasının altında da önceleri bir sürü plan ve senaryo aradık. İtiraf edeyim ilk günlerde benim de kafam oldukça karışmıştı. Karşımızda hangi senaryoyu yazarsanız yazın sonsuz ilham veren bir olay vardı. Ama geçen günler beni daha makul bir çizgiye çekti. Şimdi geldiğim nokta şudur: Hükümetin terörü durdurmaya dönük politikalarını kafasına göre iplemeyen bir savcı, önünü arkasını da fazlaca düşünmeden bir karar alıyor. Ben bu kararı alan savcının kötü niyetli olduğunu sanmıyorum, ancak aldığı kararın sonuçların Türkiye'nin çıkarlarına aykırı olduğu çok açık. Bu karar ülkemize zarar vermiştir, hem de büyük zarar. Peki bir komplo, kötü niyet, plan-program? Bence yok, sadece bir mesleki dar görüşlülük var olayın özünde. Oysa ne senaryolar yazıldı daha ilk gün: Mossat, CIA, cemaat, PKK vs. tüm bunlar sanki savcının arkasındaki güçler gibi gösterildi.
Tekrar başa dönersek, bazen aptalca hatalar, olayın içindeki aptallığın ağırlığı ölçüsünde yaşadığımız hadiselerin üzerine fazlaca komplocu bir mantıkla gitmemize neden oluyor. O nedenle de çoğu kez burnumuzun ucunda duran basit gerçeği göremiyoruz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.