Bir şerden hayır çıkarmak
Çünkü bu olay hem kendi başına önemli bir olay, hem de kendi dışındaki her alanı etkileyecek kadar hassas bir yapıya sahip.
Savcılar ısrarla ve hatta inatla MİT'in başkanını ve eylemlerini yargılamak istiyorlar.
Savcılar iyi niyetli adamlar olabilir.
Devleti, devletin icinde gelişen bir kontrolsüz güçten korumak icin çırpınıyor olabilirler.
Gerçek amaçları Basabakan'ı kötü niyetli bir istismardan korumak olabilir.
Türkiyenin bölünmesine neden olacak bir sürecin önünü tıkamaya çalışıyor da olabilirler.
Bir an için böyle olduğunu düşünelim.
Ya da çok kötü niyetle hareket ediyor olabilirler..
Türkiye'nin Ortadoğu'ya burnunu sokmasını istemeyen güçlerin bir tasarımını bilerek veya bilmeyerek hayata geçiriyor olabilirler.
Gülen hareketi ile hükumet arasına tefrika sokmak istiyor olabilirler.
Kürt sorununun çözümünü istemeyen eski devletci refleksleri canlı tutmak isteyebilirler.
"Statüko ölmedi, ölmeyecek" mesajı veriyor da olabilir.
Bütün bunlar olabilir.
Her ne oluyorsa, Türkiye'nin bu krizi verimli bir alana kanalize etmesi mümkün mü acaba?
***.
Hiç şüphe yok, demokrasimiz gelişti ve gelişmeye de devam ediyor. Çok önemli kavşakları geçti, engelleri aştı Türkiye.
Ama kabul edelim ki belki "yönetemeyen bir demokrasi" değiliz ama "zor yöneten bir demokrasi"yiz biz.
Çünkü darbe ürünü eski bir anayasa ve bu anayasanın karakterini belirlediği eski kurumlar tarafından yönetiliyoruz.
Eski alışkanlıklar, eski anlayışlar, eski refleksler aynen devam ediyor.
Hükümetin değişimci çabası bu kurumları bazı şeylere icbar ediyor belki ama fırsat buldukları an da eski alışkanlıkları gene depreşiyor.
O zaman ne yapmak gerekiyor?
Statükoyu soluksuz bırakacak bir sistem değişikliği yapacaksınız.
Yani, parlamenter sistemden çıkıp başkanlık sistemine geçeceksiniz.
Uzun bir parlamento geleneğimizin varlığından bahisle başkanlık sistemine karşı çıkan birçok çevrenin olduğunu biliyoruz.
Bunların çoğu iyi niyetli itirazlar.
Ancak son günlerde yaşadığımız olaylar onların gerekçelerini desteklemiyor.
***
Yapılması gereken şey belli.
Türkiye, başkanlık sistemini enine boyuna tartışmalıdır.
Yeni anayasa yapımı çalışmalarının bir temel konusu haline gelmelidir başkanlık sistemi.
Eğer Türkiye büyük iddiaların sahibi bir dünya devleti olmayı düşünüyorsa bir sistem değişikliği zaruri görünüyor.
Bir savcının kararından kocaman bir devlet krizi çıkaran bir sistemle Türkiye ne büyük devlet olabilir ne de büyük yolculuklara çıkabilir.
Yönetemeyen veya zor yöneten bir demokrasi istemiyoruz.
Yönetebilen bir demokrasiye ihtiyacımız var bizim.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.