Şu tiyatro meselesi
Şüphesiz nedensiz değil İstanbul Şehir Tiyatroları'nın benim zihnimdeki kötü imajı.
Anlatayım bunun nedenini:
1995 seçimlerine gidiyordu Türkiye.
Dönemin başbakanı Tansu Çiller Türkiye'yi Gümrük Birliği'ne sokmuştu.
Birçok kimsede Türkiye'nin önünde yeni bir dönemin açılacağına dair bir beklenti vardı.
Tansu Hanım Gümrük Birliği olayını çok fazla önemsiyordu.
Ben ise Gümrük Birliği'ne bazı gerekçelerle çok mesafeli yaklaşıyordum.
Hatta Gümrük Birliği'ni önemsemeyen bazı tavırlarımdan dolayı Tansu Hanım'la ciddi bir tartışma yaşadığımı da hatırlıyorum.
Diğer yandan, o günlerde Tansu Hanım koalisyon ortağının çıkardığı sorunlardan dolayı erken seçime gitmeye mecbur kaldı.
24 Aralık 1995'de erken seçim yapılacaktı.
***
Tansu Hanım Gümrük Birliği'nin Türkiye'nin AB üyeliğinin önünü açacağını umuyordu.
Ona göre ekonomik olarak AB'ye eklemlenen bir Türkiye'yi çok fazla dışarda tutamazlardı.
Din, tarih, kültür, coğrafya Tansu Hanım'ın dünyasında birinci derecede önemli hususlar değildi.
O ağırlıklı olarak ekonominin rasyonel dünyasından bakıyordu Türk-AB ilişkilerine.
Ve tabi Gümrük Birliği sürecini yeni bir Türkiye'nin başlangıcı olarak görüyor ve yeni Türkiye'nin inşasında kendisinin misyonu olduğunu düşünüyordu.
Seçime gidiliyordu ve ona göre pırıl pırıl, yetenekli ve iyi yetişmiş bir kadro kurmalıydı.
Zira nasıl olsa seçimi kazanacaktı.
Tansu Hanım'a göre seçimi teşkilatlar değil, kendi ışıltısı ve gösterdiği başarılar kazanacaktı.
Bu düşünceye uygun bir aday devşirme işine girdi.
Teşkilatları ve önseçim geleneğini bir yana bıraktı. Milletvekili listelerinin yarısını bürokratlardan, yarısını da İstanbul'un elit kadın ve erkeklerinden oluşturdu.
Ortaya garabet bir liste çıkmıştı. Listede halkın sevmediği herkes vardı ama halkı temsil gücü olanların sayısı sınırlıydı.
Halka tepeden bakan bir sürü iş adamı, bürokrat vardı bu listede.
Birçok laikçi kokana kadın
Devlet kesesinden palazlanmış, davasız, ruhsuz, sahtekar iş adamları
Bunlarla doluydu DYP listeleri.
Nitekim ilk fırsatta çoğu DYP'yi terk edip gitti.
Bunların birer birer partiyi terk ettiği günlerde, merakımı yenemeyip Tansu Hanım'a "bu kadar kalitesiz adamı size kim kakaladı Allah aşkına?" diye sormuştum. Kendisi bana " Aman ne bileyim, herkes birini söyledi işte" demişti.
Siyaset bu değil tabi.
O günleri yaşamış birisi olarak Ak parti ve Başbakan Erdoğan'ın siyasi kadrolarını oluştururken gösterdikleri özenin ne kadar yerinde olduğunu anlıyorsunuz.
***
Konuyu dağıttım biliyorum; işte 1995 seçimlerinde devşirilen o tiplerden birisi de İstanbul Tiyatroları Sanat Yönetmeni Gencay Gürün'dü.
Hanım efendi bir diplomat karısıydı.
Lisan bilirdi.
Ve de çok müthiş laikti tabi
Sanatçıydı, yeni Türkiye'nin yüzü olacaktı.
Partiye giriş töreninde işaret parmağıyla havayı delerek "Haydi Türkiyem İleri" diye haykırıyordu.
Sonra ne mi oldu bu hanımefendiye?
Ben tek bir beyanını hatırlamıyorum, sanat adına bir kanun teklifi verip vermediğini de bilmiyorum.
Yeni Türkiye'nin yüzü diye siyasete davet edilen İstanbul Şehir Tiyatroları Sanat Yönetmeni Gencay Gürün, İstanbul sermayesinden ve askerden işareti aldığı gün partisini ve ona umut bağlayan bir kadın başbakanı yüzüstü bırakıp çekip gitti.
Bir kadının siyasi ihanetinin de çok iğrenç bir şey olduğunu Gencay Gürün'ün istifasında anladım ben.
Ve kararımı o gün verdim; Gencay Gürün bu ülkenin ona verdiği hiçbir değere layık biri değil.
İşte şimdi onun yetiştirmeleri, İstanbul Şehir Tiyatrolarında kurdukları ağalık düzeni bozulunca isyanları oynuyorlar.
Sahneye koydukları bir tek oyun göstersinler ki uluslararası bir başarısı olsun.
Elitler için seçilen oyunları elitler için oynadılar yıllar boyunca.
Devletten yüksek maaşlar aldılar ve ideolojik heveslerini tatmin eden işlerle uğraştılar.
Doğru söylüyor Başbakan Erdoğan.
Dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde devletin tiyatrosu, balesi yok.
Tabi ki özelleşmeli bunlar.
Özelleşmeli ve devlet de bunları desteklemeli.
Özelleşsin de bir görelim bu Gencay Gürün'ün yetiştirmesi isyankarkadaşların kaç kıratlık sanatı var.
Bakalım millet bunların ideoloji yüklü oyunlarınıza gelecek mi gelmeyecek mi?
Velhasıl ben bir tiyatro seven olarak bu gelişmelerden çok memnunum.
Hele ki aklıma Gencay Gürün adlı kadın geliyor ya, sağ ol Başbakan Erdoğan diyorum.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.