Siyasetin aradığı
Soru şu: AK Parti yüzde 50 oy oranına sahipken ve Başbakan Erdoğan prestijinin zirvesindeyken, Numan Kurtulmuş ve Süleyman Soylu'ya yapılan davet insanların ilgisini niçin bu kadar çok çekti?
Bunda elbette adı geçen isimlerin toplumdaki saygınlığının payı var. Mesela Numan Kurtulmuş lekesiz-gölgesiz bir siyasetçi olarak insanlarımızın her zaman ilgisini çekmiştir. Merhum Erbakan'ın kabul edilemez tasarruflarına karşı sergilediği tavır onun nasıl bir insan kumaşı olduğunu gösterdi.
Aynı şekilde Süleyman Soylu'da Türk toplumunun itibar kategorisinde gördüğü siyasetçilerden birisi. Demokrasinin tek kişilik ordusu gibi çalıştı. Demokrat Parti'yle girdiği ilk seçimde partisine yüzde 4 oy kazandırdığı unutulabilir mi?
***
Yeniden "toplum bu isimlerin AK Parti'ye gelmesine niçin bu kadar ilgi gösterdi?" sorusuna gelirsek: Bu sorunun cevabı sadece yukarıdaki isimlerin toplum tarafından sevilen isimler olması değil, bence bu ilginin asıl nedeni, toplum AK Parti'nin insan kaynaklarının yıprandığını, artık bir yenilenmenin şart olduğunu görmesidir.
AK Parti'nin tüzüğündeki "3 dönem" şartının da bu değişimi teknik olarak kolaylaştıracağından dolayı toplum bu katılımlarla ilgili sevincini gizleme gereği duymuyor.
Buradan çıkartılacak birinci sonuç şu: Hükümetler yıkan, hükümetler kuran en büyük güç olan millet aynı zamanda denetimi ve teftişi herkesten iyi yapabiliyor.
Bu millet kararını vermiş, oyunu tekrar AK Parti'ye verecek. Yeniden AK Parti'nin oluşturduğu bir hükümetle yönetilmeyi arzuluyor. Ama kendisine hizmet sunacak yeni bir AK Parti idaresinin bu mevcut kadrolarla çok fazla bir verim ortaya koyamayacağını söylüyor.
Kime söylüyor?
Gönül bağını hiç koparmadığı Başbakan Erdoğan'a...
***
İşte bu davetin ortaya çıkmasının arkasında milletin bu arzusu, hatta siparişi var.
Milletle güçlü rabıtaları olan Başbakan Erdoğan bu mesajı aldığı için bu daveti yaptı.
Şimdi bazı siyasi çevreler soruyor: Acaba Başbakan Erdoğan iyi mi yaptı kötü mü?
Bu soruya sağlaması da kendi içinde olan bir cevap vermek gerekirse herhalde şöyle demek icap eder: Şimdiye kadar milletin hangi istediği yanlış olmuş da, bu yanlış olacak?
Sonuç olarak, Başbakan Erdoğan bu hamleyle siyasi maharetinin boyutlarını bir kez daha hepimize göstermiş oldu.
Siyaseti milletle yapmanın müthiş sonuçları bunlar.
Bunda elbette adı geçen isimlerin toplumdaki saygınlığının payı var. Mesela Numan Kurtulmuş lekesiz-gölgesiz bir siyasetçi olarak insanlarımızın her zaman ilgisini çekmiştir. Merhum Erbakan'ın kabul edilemez tasarruflarına karşı sergilediği tavır onun nasıl bir insan kumaşı olduğunu gösterdi.
Aynı şekilde Süleyman Soylu'da Türk toplumunun itibar kategorisinde gördüğü siyasetçilerden birisi. Demokrasinin tek kişilik ordusu gibi çalıştı. Demokrat Parti'yle girdiği ilk seçimde partisine yüzde 4 oy kazandırdığı unutulabilir mi?
***
Yeniden "toplum bu isimlerin AK Parti'ye gelmesine niçin bu kadar ilgi gösterdi?" sorusuna gelirsek: Bu sorunun cevabı sadece yukarıdaki isimlerin toplum tarafından sevilen isimler olması değil, bence bu ilginin asıl nedeni, toplum AK Parti'nin insan kaynaklarının yıprandığını, artık bir yenilenmenin şart olduğunu görmesidir.
AK Parti'nin tüzüğündeki "3 dönem" şartının da bu değişimi teknik olarak kolaylaştıracağından dolayı toplum bu katılımlarla ilgili sevincini gizleme gereği duymuyor.
Buradan çıkartılacak birinci sonuç şu: Hükümetler yıkan, hükümetler kuran en büyük güç olan millet aynı zamanda denetimi ve teftişi herkesten iyi yapabiliyor.
Bu millet kararını vermiş, oyunu tekrar AK Parti'ye verecek. Yeniden AK Parti'nin oluşturduğu bir hükümetle yönetilmeyi arzuluyor. Ama kendisine hizmet sunacak yeni bir AK Parti idaresinin bu mevcut kadrolarla çok fazla bir verim ortaya koyamayacağını söylüyor.
Kime söylüyor?
Gönül bağını hiç koparmadığı Başbakan Erdoğan'a...
***
İşte bu davetin ortaya çıkmasının arkasında milletin bu arzusu, hatta siparişi var.
Milletle güçlü rabıtaları olan Başbakan Erdoğan bu mesajı aldığı için bu daveti yaptı.
Şimdi bazı siyasi çevreler soruyor: Acaba Başbakan Erdoğan iyi mi yaptı kötü mü?
Bu soruya sağlaması da kendi içinde olan bir cevap vermek gerekirse herhalde şöyle demek icap eder: Şimdiye kadar milletin hangi istediği yanlış olmuş da, bu yanlış olacak?
Sonuç olarak, Başbakan Erdoğan bu hamleyle siyasi maharetinin boyutlarını bir kez daha hepimize göstermiş oldu.
Siyaseti milletle yapmanın müthiş sonuçları bunlar.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.