Sakin ol, telaşa kapılma!
Dış politika benim temel ilgi alanım. Yıllar içinde, dış politikaya dair meseleler ele alınırken nelere dikkat edilmesi gerektiğini de kavradım.
Dış politikaya dair gelişmelerde anlık olaylar elbette çok önemlidir; ancak anlık gelişmelerin ortaya koyduğu fotoğraf nihai bir durumu yansıtmaz genellikle.
Çünkü dış politika dediğimiz alana giren gelişmeleri tetikleyen, etkiyen, yönlendiren birden fazla saik vardır her zaman.
Sizin asıl görmeniz gereken anlık olayların ortaya çıkardığı resim değil, onun arkasındaki ve ilerde önümüze gelecek olan gerçek tablodur.
***
Şu an da Suriye'deki gelişmeler önümüze bir resim koyuyor.
Nedir bu resim?
Suriye'deki olaylar Kuzey Irak'tan sonra başımıza bir de Kuzey Suriye problemi çıkartıyor.
İnsanları bu endişeye sevk eden anlık gelişmeler de yok değil doğrusu.
Türkiye sınırındaki dört yerleşim bölgesine Kürtler hakim olmaya başladı.
Barzani Kuzey Irak'tan buraya adam gönderiyor.
Bayrak bile astılar.
Bu görüntüler elbette endişelenenleri haklı çıkartan görüntüler.
Tamam, ama bu bir süreç ve süreç devam ediyor.
Dış politika, bir iç karışıklıktan yararlanıp bir bölgeye bayrak asılıyorsa eğer, o bayrak asanların önüne bu kez başka bir tehdit boyutu koyar.
Nitekim bu gelişme karşısında Türkiye'nin panik yapmasına filan gerek yok, şu anda o coğrafyanın en güçlü siyasi ve askeri varlığı o bayrak asanlara bildiriyi dayadı:
"Sizi yok ederiz."
Bu bölge, başta Türkiye, hiçbir gruba, hiçbir dış güce kafasının estiği gibi davranma izni vermez.
Türkiye günlerdir Suriye sınırına askeri yığınak yapıyor, boşuna yapılmıyor bu çalışmalar.
80 yıldır her yıl bütçemizin üçte birini verdiğimiz ve yeri gelince de hamasi bir biçimde övündüğümüz ordumuzu işte bu günler için hazır tuttuk.
***
Endişe ve panik yapanları anlayabiliyorum.
Türkiye'nin dibimizdeki kaosa eklemlenmesinden korkuyorlar.
Yeni bir Kürt sorunu bölgesinin ortaya çıkmasından çekiniyorlar.
Kuzey Suriye Kürtlerinin içerdeki sorunu tetikleyeceğinden endişe ediyorlar.
Bunları anlamak mümkün ama anlamadığım bir şey var: İnsanlar niçin kendi ülkelerine karşı bu denli güvensiz.
Herkesin bir çıkar hesabı var ama Türkiye'nin de bir senaryosu var.
Üstelik gidişat biraz sancılı geçse de Türkiye'nin senaryolarına uygun gelişiyor.
Nedir bu senaryo: Esad gidecek ve yerine Türkiye'nin iyi niyetine inanan bir yeni yönetim gelecek.
Başarılı oluruz veya olamayız ama bizim senaryomuz bu.
Dediğim gibi, bana göre de Türkiye'nin beklentilerine uygun bir sonuç adım adım gerçekleşiyor.
0 gün geldiğinde bugünkü korkularımızın ne denli manasız olduğu ortaya çıkacak.
Türkiye büyük bir ülkedir; bu ülkenin vatandaşları da gelişmeler karşısında bu kadar kolay panik yapmamalıdırlar.
Dış politikaya dair gelişmelerde anlık olaylar elbette çok önemlidir; ancak anlık gelişmelerin ortaya koyduğu fotoğraf nihai bir durumu yansıtmaz genellikle.
Çünkü dış politika dediğimiz alana giren gelişmeleri tetikleyen, etkiyen, yönlendiren birden fazla saik vardır her zaman.
Sizin asıl görmeniz gereken anlık olayların ortaya çıkardığı resim değil, onun arkasındaki ve ilerde önümüze gelecek olan gerçek tablodur.
***
Şu an da Suriye'deki gelişmeler önümüze bir resim koyuyor.
Nedir bu resim?
Suriye'deki olaylar Kuzey Irak'tan sonra başımıza bir de Kuzey Suriye problemi çıkartıyor.
İnsanları bu endişeye sevk eden anlık gelişmeler de yok değil doğrusu.
Türkiye sınırındaki dört yerleşim bölgesine Kürtler hakim olmaya başladı.
Barzani Kuzey Irak'tan buraya adam gönderiyor.
Bayrak bile astılar.
Bu görüntüler elbette endişelenenleri haklı çıkartan görüntüler.
Tamam, ama bu bir süreç ve süreç devam ediyor.
Dış politika, bir iç karışıklıktan yararlanıp bir bölgeye bayrak asılıyorsa eğer, o bayrak asanların önüne bu kez başka bir tehdit boyutu koyar.
Nitekim bu gelişme karşısında Türkiye'nin panik yapmasına filan gerek yok, şu anda o coğrafyanın en güçlü siyasi ve askeri varlığı o bayrak asanlara bildiriyi dayadı:
"Sizi yok ederiz."
Bu bölge, başta Türkiye, hiçbir gruba, hiçbir dış güce kafasının estiği gibi davranma izni vermez.
Türkiye günlerdir Suriye sınırına askeri yığınak yapıyor, boşuna yapılmıyor bu çalışmalar.
80 yıldır her yıl bütçemizin üçte birini verdiğimiz ve yeri gelince de hamasi bir biçimde övündüğümüz ordumuzu işte bu günler için hazır tuttuk.
***
Endişe ve panik yapanları anlayabiliyorum.
Türkiye'nin dibimizdeki kaosa eklemlenmesinden korkuyorlar.
Yeni bir Kürt sorunu bölgesinin ortaya çıkmasından çekiniyorlar.
Kuzey Suriye Kürtlerinin içerdeki sorunu tetikleyeceğinden endişe ediyorlar.
Bunları anlamak mümkün ama anlamadığım bir şey var: İnsanlar niçin kendi ülkelerine karşı bu denli güvensiz.
Herkesin bir çıkar hesabı var ama Türkiye'nin de bir senaryosu var.
Üstelik gidişat biraz sancılı geçse de Türkiye'nin senaryolarına uygun gelişiyor.
Nedir bu senaryo: Esad gidecek ve yerine Türkiye'nin iyi niyetine inanan bir yeni yönetim gelecek.
Başarılı oluruz veya olamayız ama bizim senaryomuz bu.
Dediğim gibi, bana göre de Türkiye'nin beklentilerine uygun bir sonuç adım adım gerçekleşiyor.
0 gün geldiğinde bugünkü korkularımızın ne denli manasız olduğu ortaya çıkacak.
Türkiye büyük bir ülkedir; bu ülkenin vatandaşları da gelişmeler karşısında bu kadar kolay panik yapmamalıdırlar.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.