CHP'liler kusura bakmasın, lafımı hiç esirgemeyeceğim
Lideriniz Kemal Kılıçdaroğlu'nu siyasete girdiğinden beri izliyorum. Siyaseti de 25 yıldır takip ederim. Bu 25 yıl içinde yalanı bu kadar kolay söyleyen birini gerçekten görmedim.
"Yalancı" olduğu için söylemiyor yalanı CHP lideri, sanırım "kleptomani" gibi bir tür hastalık onda bu.
Yalan söylüyor ama bir an onun gerçek olduğuna inanıyor.
Yoksa bu kadar düzgün bir aile babası, bana göre iyi de bir insan olan Kılıçdaroğlu toplumun önünde neden kolayca yapsın bu hatayı?
Bir yalanı ortaya atıyor, gözüne kestirdiği adamı lekeliyor ve hemen bir başka yalana ve bir başka hedefe yöneliyor.
Melih Gökçek'le ilgili iddialardan tutum da Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı hakkındaki iddialara kadar onlarcasının "yalan"olduğu ortaya çıktı.
***
Aylardır Kürt meselesinde CHP'yi bir çözüm odağı yapmak için uğraşırken, Apo'nun kanın durması konusundaki mesajlarına hükümetin sıcak bakmasını ağır bir dille eleştirmesini, burada düştüğü çelişkiyi filan geçiyorum; ama rakiplerini "yalan" belgelerle vurmaya devam ediyor CHP lideri.
Ancak bu kez ülkesinin başbakanına "hain" diyerek estirdi bu "yalan" rüzgını.
Başbakan Erdoğan'da hiç beklemeden 100 bin liralık davayı açtı.
Kılıçdaroğlu hem o tazminatı ödeyecek hem de "yalan"ı bir yöntem olarak kullandığı bir kez daha ortaya çıkacak.
Çünkü bakın son olay nasıl gelişti:
Kılıçdaroğlu Wikileaks belgelerini kaynak kullanarak Başbakan Erdoğan'ın, kısaca, "ülkeyi ABD'ye sattığını" iddia etti.
Meğerse bu iddiaları belgelerin orijinalinden değil de, Oda TV davasından tutukluyken geçen ay tahliye olan iki gazetecinin "Sızıntı" adlı kitabından almış.
Onlar da Aydınlık Gazetesi'nden.
Kılıçdaroğlu, Oda TV, Oda TV davasının tutuklu gazetecileri, onların yazdığı kitaplar, Kılıçdaroğlu'nun Soner Yalçın'la ilgili övgülerisize ne hatırlatıyor?
Oysa gerçek Wikileaks belgelerinde bu ve bu anlama gelecek bir ifade bulunmuyor. Orada söylenen, bazı askerlerin darbe hazırlığı içinde olduğu ve Ak Parti'yi de sevmedikleriydi.
İddia katmerli "yalan", tam bir tezgah anlayacağınız.
***
Kılıçdaroğlu'nu niye eleştiriyorum?
Kişisel duygularımdan bağımsız olarak, CHP'yi kendi varlık alanıyla siyaset için değerli bir kurum olarak görüyorum.
Bu partinin güçlenmesi, hatta iktidara gelmesi benim demokratik Türkiye özlemime denk düşen bir husus.
O nedenle de bütün etik savrulmalarına rağmen Kılıçdaroğlu'nu destekliyorum.
Kılıçdaroğlu ve partisi bir gün iktidar olursa bu gerçekten demokrasinin zaferi olur.
Türkiye birçok sorununu olgunlaşmış, tarihten ders almış bir CHP ile daha çabuk çözebilir.
Kılıçdaroğlu'nun Aleviliği, Kürtlüğü, solculuğu bazılarının düşündüğünün aksine, CHP için de Türkiye için de büyük kaynaştırıcı avantajlar.
Bütün bunları düşünürken birden karşınıza ülkesinin başbakanına "hain" diyen ve üstelik bunu da "yalan" söyleyerek yapan biriyle karşılaşıyorsunuz
CHP'liler beni kendi yerlerine koysunlar, ne düşünürler?