• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
HÜSEYİN KOCABIYIK

Suikastçıya dikkat

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 02 Aralık 2012, 20:49
Dünkü yazımda televizyonlarda yapılan ve insanın kanını donduran akıl dışı tartışmalara değinmiştim. Hakikaten akıl dışı, zira tanınmış bazı insanlar televizyonlarda Ak Parti iktidarının bir diktatörlük kurduğunu ve Humeyni İranı'nda olduğu gibi 30 bin kişiyi asmasından korktuklarını söylüyorlar.
Belli ki bu işte bir iş var.
Son bir ay içinde üç ayrı gazetenin üç önemli yazarı Türkiye'de bir askeri darbe olabileceğini yazdı.
İlk yazıyı Radikal Gazetesi'nin yazarı Tarhan Erdem yazdı. Demokrat kişiliği ile tanınan ama ne hikmetse zaman zaman tipik bir CHP'liye dönüşen bu ak saçlı araştırmacı yazarımız neden durup dururken darbe bahsini açtı?
Sonra Taraf Gazetesi'nden Murat Belge kalem oynattı bu konuda. Murat Belge de bir darbe ihtimalinden, hatta satır araları iyi okunduğunda bir darbe ihtiyacından söz ediyor. Onun gazetesini yöneten adamın tehlikeli Ak Parti düşmanlığı ile bu sosyalist yazarın ifadelerini birlikte düşünün.
En son darbe mevzularında iyi bir sicile sahip olmayan Cumhuriyet Gazetesi'nin yazarı Orhan Bursalı seslendirdi bu konuyu.
Bana göre en masumu da Orhan Bursalı'nın yazısıydı ama yine de niye darbe hatırlatması ve niye şimdi?
***
Darbe heveslisi sivillere bilmem ki nasıl anlatmalı... Türkiye eski Türkiye değil!
Tüm bunlar yazılırken özenle bir şeyin altı çiziliyor: Deniyor ki Türkiye'de bir darbe olacaksa Amerika'nın bunun önünü açması gerekir.
İlginçtir aynı günlerde ABD'deki Yahudi lobisi senatodan Türkiye aleyhine karar çıkartıyor. İran'a olan petrol borcumuzun altın olarak ödenmesine yasak getiren bir karar bu.
Hislerimle söylüyorum, televizyonlarda yapılan tartışmalarla gazetelerde yazılanların ABD senatosunda Türkiye aleyhine çıkan son karar arasında doğrudan ilişki var.
Aynı tezgah 2003 ve 2004 yıllarında da kuruldu ve bu işin altından Ergenekon ve Balyoz planları çıktı.
Türkiye demokrasinin gücüyle bu tuzakları aşmamış olsaydı bugün bambaşka bir yerde olacaktı.
***
Oysa üzerine yeniden pis tezgahların kurulduğu Türkiye bambaşka bir dünya kuruyor ve o dünyada sürekli yükseliyor.
Gerçekçi bir dünya bu. Kendi kalkınmasını gerçekleştirirken kendi dışındaki dünyaya da çeki düzen veriyor.
Filistin-İsrail çatışmasında Türkiye dışlandı dendi, öyle olmadığı anlaşıldı. Ateşkesi gerçekleştirenin Türkiye'nin çabaları ve taraflar üzerine çöken prestijli gölgesi olduğu anlaşıldı.
Mısır'ın öne çıkması Türkiye'nin bu ülkeye yaptığı bir jest sadece.
Hemen ardından Birleşmiş Milletler'de bir oylama oldu, sonuç bazı kalın kafalara bir şeyler söylemiyor mu hiç?
Yedi düvele karşı, bunun içinde ABD de var, orada bir mücadele verildi ve Filistin devlet statüsü kazandı.
Bütün dünya bu gelişmeyi "Filistin ile Türkiye'nin başarısı' olarak değerlendirdi, bizdeki okur yazar takımı hariç!
Darbe heveslisi sivillere, o İstanbul sermayesinin fersude kodamanlarına, komünist örgütleri yeniden sokaklara salanlara, Yahudi lobilerine bilmem ki nasıl anlatmalı....
Türkiye eski Türkiye değil!


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.