KCK operasyonları bu ülkede yapılan en doğru iştir!
Türk devleti sahip olduğu büyük tarihe layık bir işleyiş içinde midir?
Bir milli beka duygusuna sahip midir?
Bu soruların cevabını, Türkiye devletinin ve bu devleti yöneten Hükümetin önündeki şu dört temel ilkeye uygun davranıp davranmayacağı belirleyecektir:
1- Demokrasi Türkiye için sadece bir siyasi rejim değil, aynı zamanda stratejik bir tercihtir. Türkiye mutlaka demokratik, özgür bir ülke olarak yoluna devam etmelidir. Bu bağlamda Kürt vatandaşlarımıza bireysel demokratik haklarının tamamı tereddütsüz verilmelidir. Başka etnik kümeler de isterlerse farklılıklarını belirleyen haklardan yararlanabilmeliler.
2- Terörle mücadele Türkiye devletinin devlet olma sorumluluğunun bir gereğidir. Ülkenin şehir ve dağlarında elinde silah olan her teröristi imha etmek devletin asli görevidir. Burada taviz kabul edilemez. Terörü yenmek yeni dış politikamızın dayanaklarından biridir.
3- KCK bölücü yapılanması terörü de aşan bir bölücülük olayıdır; bu oluşuma izin veren, müsamaha gösteren, bu oluşumun içindekileri "siyasetçi" diye meşrulaştırmaya çabalayan herkes ülkesine bilerek veya bilmeyerek ihanet ediyor demektir.
4- Türkiye'nin devlet olarak en büyük vasfı bir hukuk devleti olmasıdır. Siyasi mülahazaları önceleyerek hukuku işletmemek, diğer bir deyimle, demokrasimizi kendi güvenliğini üretemez hale getirmek, büyük bir gaflet ve yanılgıdır. Terörü destekleyen her oluşum hukukun pençesine teslim edilmelidir.
***
Terörü destekleyen her oluşum hukukun pençesine teslim edilmelidir. |
Mesela dün Siirt, Batman ve Mersin'de yine KCK'lılara dönük operasyonlar yapıldı ve 80 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanların bazılarını tanıyoruz, damarını kesseniz ihanet akar. Bu gelişmeden son derece mutluluk duydum, zira demek ki bu devlet, onun yargısı ve polisi ülkemizin ihtiyaç duyduğu uyanıklık içerisindeler.
Siz KCK tutuklamalarına karşı çıkanlara bakmayın, onların siyasi şecereleri de amaçları da belli, bu KCK denen örgüt anayasası olan, bayrağı olan, vergi toplayan, yargılama yapan, kısacası devlet kurma şartlarını hazırlayan ve kesinlikle "mutlak düşman" tanımına uyan bir örgüt. Bu örgüte dair en ufak bir müsamaha, yarınlarda Türkiye'nin birlik ve bütünlük davasına büyük zararlar verebilir. O nedenle bu operasyonları yapan savcılarımızı ve polisimizi alkışlamamız ve desteklememiz gerekir.
***
Yukarıda çizdiğim çerçevenin ne kadar sahici olduğunu gösteren kısa bir alıntı size:
Abdullah Öcalan, 13 Mart 2011 tarihinde avukatları aracılığıyla şu açıklamayı yapmıştı:
"Ben bugüne kadar büyük bir savaşın önüne geçtim, durdurdum. Kürtlerin statülerine dönük bir gelişme sağlanmazsa, Kürtlerin hakları anayasal güvenceye alınmazsa, artık Kürtlerle ilgili tamamen KCK sistemi devreye girer. Bundan sonra varlığını koruma ve özgürlüklerini sağlama mücadelesi olur. Kürtlerin durumuyla ilgili tüm boyutları hayata geçirir. Bunlar yedi boyuttur: sosyal, siyasi, kültürel, hukuki, ekonomik, diplomatik ve demokratik öz savunma(ordu) boyutlarıdır. Eğitim sağlıkta sosyal boyuta girer. KCK bugüne kadar siyasi boyuta ağırlık verdi. Bundan sonra bu yedi boyutu birlikte ele alır".*
KCK budur işte!
Gözaltına almalar ve ardından gelecek tutuklamalar da o nedenle doğrudur...
* Siyaset İskelesi; Deniz Bölükbaşı; S: 403; Doğan Kitap, 2002
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.