Türkiye'nin Afrika seferi
Çin, Hindistan, Brezilya gibi ülkeler Afrika kıtasında yeni bir tür sömürge yöntemleriyle etkinlik kazanırken, Türkiye insanlık ülküsü ve idealleri üzerine bir ilişki modeli deniyor. Ekonomik ilişkileri bile bu temel felsefe üzerinden yürütüyor.
***
Afrika-Türkiye ilişkilerinde yaşanan mucize gelişmeleri daha iyi anlatabilmek için bir anımı paylaşmak istiyorum:
2005 yılında kıymetli hocam, Fatih Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şerif Ali Tekalan'ın himmetiyle bir Afrika gezisine çıktık. Mozambik'te faaliyet gösteren Türk okullarını geziyoruz. Bu arada çarşıda dolaşırken okulların rüzgarıyla Mozambik'e gelip bir mobilya dükkanı açmış olan bir Türk'le karşılaştık. "İşler nasıl?" diye sordum. "Burada çok zor" dedi bana. Aradan sekiz sene geçti, daha geçenlerde Afrika'yla Türkiye arasındaki ticaret kalemlerini incelerken tam bir milyar dolarlık mobilya ihraç ettiğimizi gördüm. O küçük dükkanda kara adama çekyat satmaya çalışan kavruk Anadolu çocuğunun başlattığı ticaret bir milyarlık bir ihracat rakamına ulaşmıştı. Diğer yandan, 8 yıl önce Afrika'ya toplam ihracatımız bir milyar dolarken bugün 10 milyar doların üzerine çıkmış bu rakam. Toplam ticaret hacmi 17 milyar dolara ulaşmış. Başbakan 2015 ticaret hedefini 50 milyar olarak ilan etti.
***
Türkiye'nin Afrika açılımının sağlam bir altyapıya sahip olduğu 2010 yılında İstanbul'da toplanan Afrika Ülkeleri Toplantısı yapıldığında belliydi. Gelişmeler o kadar hızlı oldu ki, daha geçen hafta ünlü İngiliz Gazetesi Financal Times, "Artık Afrika'da Türkiye de etkin bir biçimde yerini aldı" diye yazdı.
On sene önce sekiz büyükelçilik varken, bugün elçilik sayımız 31'e yükselmiş. Somali gibi ülkelerde Türk büyükelçileri bir tür devlet kuruculuğu misyonu üstlenmiş durumda.
Bu mucizenin ortaya çıkmasında payı olanlara mutlaka teşekkür borcumuzu ödemeliyiz: Fethullah Gülen Hocaefendi'nin fedakar talebelerinin vatanseverliği olmasa, onların destan çapındaki çabaları verimle bir alt yapıya dönüşmemiş olsa, yukarıda yazdığım mucizeler gerçekleşemezdi. Her bir Türk okulu Afrika'ya Türk milletinin ruhunu taşıdı, o insanların gönüllerini fethetti; her bir okul, Türkiye'nin büyükelçiliği gibi, her bir Türk öğretmeni Türkiye'nin konsolosu gibi çaba gösterdi.
Türk milletinin manevi fetihler çağı yeniden başlamıştır; Afrika açılımı bunun en somut ifadesidir.
Birlik ve beraberlik içinde yeni ufuklara...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.