"Yeni Türkiye" yeniden aramızda
***
Asıl konuya girmeden önce biraz Hasan Celal Güzel'den bahsetmek istiyorum. Tanımaktan büyük onur duyduğum insanlardan birisidir Hasan Celal Güzel. Genç yaşta devlet hayatında çok önemli görevler üstlenmiş ve bu görevlerin hepsini arkasında hayırla yad edilen hizmetler bırakarak tamamlamıştır.
Demirel döneminde Demirel'in, Özal döneminde Özal'ın en değer verdiği, en önemli bürokrattır. Devlet koridorlarına "miri malına dokunanın elinin kırılacağı" felsefesini o getirmiştir. Onlarca yıl elinin altında bulunan devlet hazinesine dair bir meteliklik bile bir yolsuzluk, hukuksuzluk sadır olmadığı gibi rakipleri bile böyle bir iddiada bulunmaya cesaret edememişlerdir.
Uzun yıllar Başbakanlık müsteşarlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve Devlet Bakanlığı yapmıştır. Heyecanlı ve açık sözlü tabiatını birazcık kontrol edebilseydi başbakan olmaya en yakın kişiydi.
Kesinlikle reformist bir devlet ve siyaset adamıydı.
Ünlü tarihçi İlber Ortaylı benim de olduğum bir dost sohbetinde "Özal'ın yaptığı reformların birçoğunu Hasan Celal Bey yapmıştır" demiştir.
Mesela bugün bu devletin bir arşivi varsa biliyoruz ki o Hasan Celal Güzel'in eseridir.
***
Bu parlak devlet adamlığı kariyeri Hasan Celal Güzel'i tarif ederken önem taşır elbette ama bana göre asıl Hasan Celal Güzel'in kariyerini oluşturan ve onu tarih içinde onurlu bir yere oturtan verdiği demokrasi mücadelesidir. 28 Şubat döneminde kendi başına başlattığı ve sürdürdüğü bu savaş Türkiye'de demokratların önünü açmış, azmini ve mücadele gücünü bilemiştir. Onun açıkladığı darbe belgeleri bugün yürütülen 28 Şubat soruşturmasının temelidir.
Ve bir kültür adamı olarak Türkiye'ye damga vurmuş Hasan Celal Güzel...
1994 yılında çıkarmaya başladığı "Yeni Türkiye" adlı dergi Türkiye'deki dergiciliğin bütün ölçülerini değiştirdi.
Tuğla kalınlığında ve her sayıda bir konuyu işleyen bu olağanüstü dergi Türkiye'nin toplam entelektüel birikimini içinde barındırırdı.
Hiç unutmam, Yalım Erez'e hükümet kurma görevi verildiği günün akşamı evine gittiğimde "Yeni Türkiye" okuyordu. Aslında herkes Yeni Türkiye'nin yeni sayısını merakla beklerdi.
Yeni Türkiye tam 49 sayı yayınlandı ve imkansızlılar yüzünden yayınına ara verdi.
Ama Tank Hasan'ı durdurmak imkansız bir şeydi. Bir taraftan darbecilerle savaşırken aynı an da 21 ciltlik "Türkler Ansiklopedisi" adındaki muazzam eseri yayınladı.
Ardından Genel Türk Tarihi Ansiklopedisi, 10 ciltlik yine muhteşem bir eser.
1998 yılında Cumhuriyet'in 75. yıldönümü münasebeti ile 5 ciltlik bir 'Cumhuriyet' çalışması, Osmanlı'nın 700. kuruluş yıldönümü için 12 ciltlik uluslararası "Osmanlı Araştırmaları" yine onun eserleri arasında.
Darbeciler onunla baş edemeyince cezaevine attılar. Hiç unutmam, Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya ile Ayaş Cezaevi'ne ziyaretine gittiğimizde Hasan Celal Güzel, Osmanlı Ansiklopedisi'nin İngilizce redaksiyonunu yapıyordu.
O günler rüzgar gibi geldi geçti, Hasan Celal Bey bugün kalemiyle çok sevdiği milletine hizmete devam ediyor.
Şimdi gelelim bu yazının asıl konusuna: 49. sayıda yayınına ara veren "Yeni Türkiye" fenomeni yeniden hayatımıza döndü. Bugünü tanımlarken kullandığımız ve siyasi terminolojiye giren "Yeni Türkiye" kavramını da yıllar öncesinden isim olarak kullanmış olan "Yeni Türkiye", 50 sayısıyla ve 1160 sayfalık hacmiyle yeniden yayınlandı.
Ellinci sayıda "Anayasa" konusu işleniyor.
"Yeni Türkiye" gerçekten bir üniversitedir ve her eve her kuruma girmelidir.
Yeni Türkiye'ye "hoş geldiniz" diyorum.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.