Üçüncü köprü çağrışımları
Aynı şeyler Özal ikinci köprüyü açarken de ona karşı yapıldı. Şimdi üçüncü köprüyü yine sağın en güçlü lideri Tayyip Erdoğan inşa ediyor ama geçmişte ortaya konulan muhalefetin binde biri yok. Bunun nedeni bence toplumun Türkiye'nin büyük projeler yapma yeteneğini kanıksamış olmasıdır. Buna karşılık üçüncü köprü siyasi çağrışımlarıyla, ismi üzerinde yürütülen tartışmalarla belli ki epeyce gündemde kalacak.
ŞEHİRLEŞME VE 3. KÖPRÜ
Biraz 3. köprü analizi yapmakta fayda var. Öncelikle 3. köprü Türkiye'nin, özel olarak da İstanbul'un şehirleşme bakımından geldiği seviyeyi sembolize etmesi bakımından önemlidir.
Bugün Türkiye eskimiş şehirlerini yıkıp yeni şehrler kurabilecek güçte bir ülkedir. Şehirlerin geleceği için büyük kaynakları harekete geçirebilen bir ülke olmak bir bakıma marka şehirler çağına girdiğimizi gösteriyor.
Son havaalanı ihalesi bu bakımdan çarpıcı bir gelişmedir.
3. köprü ile İstanbulun gayri menkul değeri daha da çok artacaktır.
3. KÖPRÜ VE DEMOKRASİ
Yeni köprü Türkiye'nin demokrasi tarihi bakımından da anlamlı bir yere oturuyor. Sağ iktidarların büyük atılım yapılan dönemlerinde İstanbul'a bir köprü yapılmış. Birinci köprü DP ve AP dönemlerinin başarı nişanesidir sanki.
Fatih Sultan Mehmet Köprüsü, sekiz yıllık Özal döneminin yine simgesel eseri. Ve tabii Yavuz Sultan Selim köprüsü. Siyasi tarihimizin en icraatcı hükümeti olan AK Parti hükümetinin ve Başbakan Erdoğan'ın Boğaz'a atılan imzası. Sağın neden hep iktidar koltuğunda oturduğunu Boğaz'daki üç köprüye bakıp anlamak mümkün. Bence CHP'nin kalkınma, imar ve inşa hareketleriyle iktidarın elde edilmesi arasındaki ilişkiyi iyi incelemesinde fayda var.
3. KÖPRÜ VE İSMİ
Köprüye verilen Yavuz Sultan Selim ismi epeyce bir tartışma yarattı. Özellikle tarihe atıflarda bulunulacak Alevilerin çok rahatsız olduğu ifade ediliyor. Hemen belirtelim ki şayet bir tepki varsa bu çok saçma, Yavuz Selim çok büyük bir Osmanlı Sultan mareşalıdır. İzlediği politikalarla Anadolu birliğini sağlamış, İran'ın Anadolu'yu yutmasının önüne geçmiştir. Ayrıca halifelik gibi kutsal bir statüyü alarak İslam birliğini sağlamıştır. Dolayısıyla Yavuz isminden rahatsız olmak bu ülkenin büyük çoğunluğunun da o rahatsız olanlardan rahatsız olması sonucunu getirir ki her ikisi de büyük yanlıştır.
Yalnız şunu da düşünmüyor değilim: Acaba hükümet bu isimle aramızın gergin olduğu bilinen İran'a bir meydan okuma mı yaptı?
Yani Çaldıran'ı mı hatırlattı?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.