Sağduyu geri geliyor
Hiçbir eylem haddini aşmamalıdır.
Hiçbir eylem oluşum amacının dışına çıkmamalıdır. Gezi eylemi gibi saygıyı fazlasıyla hak eden bir eylemin hükümet devirme eylemine dönüşmesi uğursuz bir geçmişin geri gelişidir.
Otoriterlikten korkanların, sokak üzerinden darbe tezgahlandığı dönemlerin geri gelmesinden duyulan korkuya da saygı duymaları gerekir.
***
Medyadaki bazı büyüklerimiz, son olayda hükümetin yanında yer alan yazarlara olayları sosyolojik kavramlarla analiz etmelerini sipariş ediyorlar. Nedense kendilerinin böyle bir mesai yapmaya hiç niyeti yok. Madem öyle Gezi olayını sosyolojik olarak nereye koyduğumuzu söyleyelim: Bana göre bu olaylar demokrasinin ilerlemesi ve özgürlüklerin genişlemesinin eseri. Özgürlükleri kullanma konusunda sınır tanımayan bir neslin sessiz sedasız yetiştiği doğrudur. İkinci olarak yeni bir orta sınıf doğdu AK Parti iktidarında. Bu sınıfın eski 'makul çoğunluktan' bazı farkları var. Hem daha bireyci bir topluluk hem de iletişim araçları üzerinden bir tür cemaatleşen bir yapıya sahip. Bu konuyu yarın derli toplu ele alacağız.
***
Şu an için herkes için önemli olan özlenen sağduyunun geri geliyor olmasıdır. Hem Başbakan Erdoğan hem de Gezi Parkı'nda bulunanlar, Taksim tasarımı üzerinde kamuoyu önünde bir mutabakat arayışı içindeler. Bu çok sevindirici bir gelişmedir. Aslında Başbakan Erdoğan herkesin beklentisi aksine ılımlı mesajlar vermeye çalışıyor. Belli ki sertleşmek yerine sorunu ve krizi yönetmek arzusunda. Ve tabii bu arada kendisini sokaklarda soluksuz bırakmak isteyenlere de güç aldığı halkı göstermekten geri durmuyor.
Nitekim Ankara'dan aldığım haberlere göre bugün Ankara'da bir gövde gösterisi yapılacak Başbakan için.
Halk, siyasetin tek gerçek gücü.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.