• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
HÜSEYİN KOCABIYIK

Gezi dersleri

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 02 Haziran 2013, 19:52
Bir kere peşinen kabul edelim; Gezi isyanı herkesin ders çıkarması gereken çok önemli bir sosyal olaydır. Hükümet elbette en başta ders çıkartması gereken kesimdir; zira Türk toplumu herhangi bir konuda sergilenen devrimci tutumdan çok fazla hoşlanmıyor. Bu toplum Yahya Kemal'in veciz bir şekilde ifade ettiği gibi, "İmtidad içinde değişme"den yanadır. Yani süreklilik içinde değişme. Buna Taksim Meydanı da dahildir, içki yasağı da. Diğer yandan iktidarlar çağın temel kamu idaresi kavramının "yönetmek" değil "yönetişim" olduğunu bilmeliler. "Yönetişim" bir şehri, bir ülkeyi herkesle beraber, herkesin duygu ve düşüncelerinden etkilenerek yönetmektir. Çağımızda demokratik yönetim anlayışı budur. Kendi doğrularınızın dışında hiçbir şeye kulak asmazsanız, siz istemeseniz bile yer yer otoriter uygulamalar ortaya çıkabilir.
***
Muhalefetin alacağı ders belki iktidarın alacağı dersten yüz misli fazladır. Bir kere Gezi olaylarının bu raddeye gelmesinin sebebi CHP'nin yarattığı muhalefet boşluğudur. Milyonlarca insan, diğer bir değişle diğer yüzde elli kendi sorunlarını siyasal alana taşıyacak, kendi dilini siyasileştirecek bir muhalefet partisi eksikliğini sokaklara çıkarak göstermiştir.
Bu olaylar Türkiye'nin iktidar eylemlerini halk adına denetleyecek güçlü bir muhalefet partisine acilen ihtiyaç duyulduğunu göstermiştir. CHP halktan gelen bu işaretin gereğini yapmazsa halk anlaşılıyor ki yerine bir başka parti icat edecektir.
***
Gezi olayları Türkiye'ye bir demokrasi ayarı yapmıştır, bu açıktır. AK Parti'nin en büyük dayanağının demokrasi olduğu, halkla iletişim kurmasının ancak demokrasi diliyle mümkün olacağı açıkça görülmüştür. Ancak kimse unutmasın, Gezi olaylarına dikkatli bir biçimde bakıldığı vakit, bu olayların hepimiz için öğretici olan saygı değer Gezi parkı protestolarından ibaret olmadığı görülür. Oradaki samimi protestoların üzerinde, polisin hatalarından da istifade edilerek, karanlık bir el gelip yeni bir oyun kurmuştur.
Herkese tekrar tekrar hatırlatmak istiyorum: Bu karanlık el oligarşinin, hadi daha açık söyleyeyim, yerleşik İstanbul sermayesinin elidir. Bunlar her toplumsal olayı AK Parti'yi, özellikle de Başbakan Erdoğan'ı tasfiye edecek, yaralayacak, öldürecek bir çatışmaya dönüştürmek için her şeyi yapmaktadırlar. 1 Mayıs'ta bu eli görmüştük, futbol tribünlerinde de bu eli görmüştük; son Gezi parkı olayında ise bu eli daha net bir biçimde gördük.
Oligarşik sermaye hükümetin kendilerinden alıp halka dağıttıklarını geri istiyor. Eskiden olduğu gibi büyük ihalelerin kendilerine verilmesini istiyor. Eski vurgun ve hortum düzeni geri gelsin istiyor.
Bunun gerçekleşmesi için Başbakan Erdoğan'ın tepelenmesi gerekiyor.
Bu olayları eleştirirken korkmadan hükümetin hatalarını belirtelim, zira hükümetin de birçok hataları var ama asıl tehlikeyi, yani masum insanların tepkilerini başka amaçlar için kullanan o karanlık eli görmezden gelme gafletine düşmeyelim.
Hepimiz kaybederiz!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.