Giriş Tarihi: 23 Haziran 2013, 20:36
Alevilere " Aman dikkat!" demiştim; aman dikkat, sizin üzerinize çok pis bir oyun kuruluyor, sizin hiç bir şey kazanamayacağınız bir oyun bu. Dün Kadıköy'de yapılan Alevi mitingini izliyorum. Hiçbir sağduyu eseri yok mitingde. Ağırlıklı olarak hükümetin gitmesi isteniyor. Mitingde Avrupa'dan gelen Alevi dernekleri var. Yabancı devletlerin istihbarat örgütlerinin eline düşmüş bu dernekler, şimdi Türkiye'de miting meydanlarında bir Alevi ayaklanmasıyla hükümet düşürme işi tezgahlıyorlar. Çok yazık, bu ülkenin masum insanlarının üzerinde insafsızca oyunlar oynanıyor.
***
Biz gelelim yine Almanya meselesine:
Almanya politika ve davranışlarıyla artık zihnimizde muhtemel şüphelidir. İşte bu yazıyı yazarken öğrendiğim bir haber: ünlü Alman dergisi Der Spiegel bu haftaki sayısının kapağına Türkçe "Boyun Eğme" başlığını atacakmış. İki gündür Almanya üzerinde durmamızın nedeni bu işte. Bir devletin elleri ülkemizin içinde. Medyasıyla, istihbaratıyla içinde.
Almanya'nın bu marifetleri yeni değil.
Bakın size içinde yaşadığım bir olayı anlatayım:
1997 yılında Almanya'nın nüfuz alanına almak istediği eski Sovyet peykleri olan olan Orta Avrupa ülkeleri NATO'ya üye yapılmak istenmektedir Türkiye ise bu girişimi veto edeceğini söyledi. Şart olarak da Türkiye'nin Avrupa Savunma Sistemi'ne alınmasını öne sürdü. Almanya bu işe çok kızdı. Çiller, geri adım atmayınca iki gün sonra ne oldu biliyor musunuz?
Tansu Çiller, yani Türkiye Cumhuriyeti'nin başbakan yardımcısı ve dışişleri bakanı, Almanlar tarafından uyuşturucu madde kaçakçısı ilan edildi. Günlerce Alman TV'leri Türk bayrağı ve Türkiye haritasını üzerine şırınga koyarak gösterdi. Bu korkunç saldırı günlerce sürdü. Bir süre sonra Alman savcısı Çiller hakkındaki belgelerin "sahte" olduğu açıklandı.
Türkiye AB savunma sisteminin içine giremedi; Almanya'nın yeni peykleri ise birer birer NATO'nun üyesi oldular.
***
Bitmedi;
Son yıllarda Türkiye'deki en göze batan gelişme yardım kuruluşlarındaki artıştı.
Bu kuruluşlar şefkatli, müşfik Türk halkının hayırseverlik duygularından büyük kaynaklar oluşturdular. Bu kaynakları dünyanın dört bir yanındaki yardıma muhtaç insanlara kanalize ettiler. Bunu yaparken renk, dil, inanç farkı gözetmediler. Dünyanın dört bir yanına Türk bayrağını diktiler, gönülleri fethettiler, aynı zamanda yaptıkları müthiş bir kamu diplomasisi çalışması idi.
Yeni Türkiye'nin en önemli dünya gücü haline geldiler.
Türkiye'nin bu gücüne ilk darbe de Almanya'dan geldi. Türkiye'nin en güçlü insani yardım kuruluşu Deniz Feneri'nin Almanya ayağını uyduruk bir dava ile imha ettiler. Bu dava üzerinden Türkiye'deki asıl Deniz Feneri'ni de imaj krizine soktular. Türkiyenin büyük bir gücü yok edilmek istendi.
Şimdi aynı Almanya Gezi protestolarının karanlığında yüzünü gösteriyor.
Almanya kendi çıkarlarının bekçisi bir Türkiye istiyor.
Kendi programı olan bir Türkiye işine gelmiyor.
Bu kadar sabıkalı bir devleti yakından izlemeye devam etmeğe mecburuz.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın.